"Baba elken insana, anne ciğerden yana." Diye bir söz söylemiş güya atalar oğlum. Sen böyle yalanlara aldanıp kanma sakın, Babaları anlamayan dar kafalar, der oğlum.
Hiçbir baba yoktur ki pervane kesilmesin, Ayağına diken batsa çocuğunun başında. Sana olan sevgimiz, isteriz eksilmesin. Bitmeyecek sevdasın, yüreklerde sen oğlum.
Bin bir çiçek açıldı doğumunla birlikte. Gülüşünle sevindik, ağlamanla üzüldük. Sayende bütün olduk, annenle hep birlikte. Eksik olan yanımızı tamamladın sen oğlum.
Minicik ellerinle tutunca ellerimden, Bir dostun güvenini hissettim yüreğimde. Sevgiyi, mutluluğu okudum gözlerinden. Hayatıma başka bir renk, katıverdin sen oğlum.
Dediğin her kelime, yeniden anlamlandı. Öğrendik teker teker onları beraberce. Yedi cüce, parmak çocuk, bir kez daha canlandı. Kaf Dağı'nın ardında, dolaştırdın sen oğlum.
Yaşamak mümkün olsa hep masal dünyasında, Tılsımlı bir tüy bizi kurtarırdı belki de. Şimdi bizler yaşarken bu çıkar dünyasında, Hep kendi göbeğini keseceksin sen oğlum.
Ne annen ne de baban, olmayacak yanında. Hayatın kulvarında koşacaksın yıllarca. Bu bayrak yarışının meçhul bir noktasında, Düşsen bile ayağa kalkmasını bil oğlum.
Mazlumlara yer yoktur, zalimler kervanında. Zayıfken güçlü gibi olmalısın her zaman. İtler bile kalleştir onların devranında. İte tasma takıver, yaltaklansın hep oğlum.
"Geldik ve gidiyoruz, şen olasın koca dünya." Gitmek de kalmak kadar, belki de daha zor ya. Dedik, birkaç söz edelim, yaşanılan ne varsa. Sözlerimi küpe diye kulağına tak oğlum.