Ne güzel cahildik!..
Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Daha yeni attık omca odununu veya pelit odununu. Kuzinenin üzerinde bakır ama kalaylı güğümde su. Su kaynamış hışırdamakta. Evin kedisi kuzinenin kenarında mırıl mırıl miskinlik yapmakta. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü.
Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten
yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve
fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve
havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için
ben ne kadar yaşlıyım?
***
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride sevgi.
İçeride muhabbet.
İçeride huzur.
O beyaz örtünün gelişi sürpriz olurdu. Hatta bağ bozumunda yakalanırdık o beyaz şölene. Şimdiki gibi üç günlük hava tahmini, kar yağışı için dakikalı randevu falan yoktu. (Meteoroloji tutturamadığı zaman o kadar seviniyorum ki...) Ne krize girerdik ne strese. İran'ı, Rusya'yı, Suriye'yi hiç takmazdık. Yakacak bir şeyler olurdu her zaman. Ve kuzine hem ısıtır hem de pişirirdi...
Bize kalan kışın ve karın tadını çıkarmaktı...
Mumumuz, gaz lambamız vardı.
***
Televizyon yoktu. Gazetenin ne olduğunu bile bilmezdik. Öyle güzel cahildik ki,
keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara
seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler,
hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir
masal dünyası...
***
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, hemde mahalleli tüm komşularımızın elleri. Sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.Çünkü sevgi ile muhabbet ile yoğururlardı hamuru. Çay da kokardı... Domates de...
***
Ne güzel cahildik biz.
Muhittin abinin( Rahmetli) kahvesi. Azizin (kulakları çınlasın) kahvesi.Mis gibi kokan çaylar. Muabbetler. Hele bak Kadir( Rahmetli) emmimiz olursa.
***
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
Türban krizi, 4+4+4 ne olacak tedirginliği, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk...