İlçemizde özellikle Kuyucak, Özgüney ve Özbayat köylerinde yoğunlaşan üzüm üreticiliğiyle ilgili olarak yapılan bir bilimsel çalışma, üzüm üretiminin yirmi yıllık bir süreçte üçte birden fazla azaldığını ortaya koydu.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Alamettin Bayav ve Derya Balcı tarafından yapılan “Üzüm Üreticilerinin Tarımda Kalma Eğilimlerinin Belirlenmesi: Isparta İli Yalvaç İlçesi Örneği” bilimsel çalışmada, üzüm üreticilerinin üretime devam edebilmesi için örgütlü hareket etmeleri ve yerel yönetimler tarafından desteklenmeleri gerektiği vurgulandı.
Bayav ve Balcı’nın çalışmasında, söz konusu çalışmanın amaç ve kapsamı şöyle açıklandı:
“Üzüm, dünyada her iki yarım kürede de yetişebilen, üretim alanı geniş bir coğrafyaya yayılmış bitkidir. Türkiye’de de asmanın ana vatanı olmasından dolayı ekonomik olan 50-60 çeşit yetiştirilmektedir. Türkiye’de 2022 yılında 4.165.000 ton üzüm üretimi gerçekleşmiştir.
Geçmişte önemli üzüm üreten iller arasında yer alan Isparta, günümüzde 46.113 ton üretim ile 17. sırada yer almaktadır.
Yalvaç ilçesi Isparta ilinde en fazla üzüm üretim alanına sahip ilçedir. Yalvaç ilçesinde 2004 yılında 22.500 dekar alanda üzüm üretimi yapılırken 2022 yılında bu alan %35,22 azalarak 14.575 dekara düşmüştür. 14.575 dekar alanda toplam 15.716 ton üzüm üretimi yapılmıştır.
Yalvaç, Isparta ilinde en yüksek üzüm üretim miktarına sahip ilçedir. Ancak ilçede üzüm üretim alanı ve dolayısıyla da üretim miktarı yıllar itibariyle azalmaktadır.
Bu çalışmada, üzüm üreticilerinin üretimlerini sürdürme eğilimlerini ekonomik, coğrafi, sosyolojik, kültürel, kişisel, kırsal altyapı, fiziksel ve tarımsal politika faktörleri özelinde üreticilerin üzüm üretimini sürdürmelerinde etkili olan faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç için 38 üzüm üreticisiyle anket yapılmıştır. Anket sonuçları, ürüne talep artışı ve talebin sürekli olmasının, üreticilerin aile işgücünü değerlendirmek ve ailelerinin besin ihtiyacını karşılamak istemeleri üzüm üretiminde kalmalarını etkileyen önemli ekonomik faktörler olduğunu göstermiştir.
Coğrafi, kırsal altyapı ve fiziksel faktörler açısından değerlendirildiğinde bölgedeki tarım topraklarının bağ tarımına uygun olması ve bağcılık için uygun iklim ve coğrafi koşulların bulunması üzüm üretiminde kalmalarını etkileyen önemli faktörlerdir. Üreticilerin bağcılık yaparak zamanı değerlendirmek istemeleri, çiftçiliği sevdikleri için bağcılık tarımını sürdürmeleri, bağcılığın baba mesleği olarak görmeleri üzüm üretiminde kalmalarını etkileyen önemli sosyolojik, kültürel ve kişisel faktörlerdir. Buna karşın üretimi sürdürmede tarımsal politika faktörleri bir etkiye sahip değildir. Üreticiler bağcılığı sevdiğini, diğer üreticilere tavsiye ettiğini ve bağcılıktan elde ettikleri gelirden memnun olmalarına rağmen çoğunluğunun edineceği yeni arazilerde bağcılık yapma isteğinin olmaması dikkat çekicidir. Gençlerin genelde tarımda, özelde de bağcılık alanında kalmalarını sağlayacak destek ve iyileştirmelerin artırılarak devam etmesi en önemli konu olarak değerlendirilmektedir.”
Çalışmayı yapan bilim insanları Bayav ve Balcı’nın bulgu ve önerilerini de şöyle sıraladılar:
“Çalışmada, Yalvaç ilçesinde üzüm üreticilerinin üretimlerini sürdürme eğilimlerine etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda üreticilerin tarımda kalma eğilimini etkileyen faktörler ekonomik faktörler; coğrafi, kırsal, altyapı ve fiziksel faktörler; sosyolojik, kültürel ve kişisel faktörler; tarımsal politika faktörleri olarak dört başlık altında toplanmış ve elde edilen bulgular bu çerçevede değerlendirilmiştir.
İncelenen işletmelerin yaş ortalamalarının yüksekliği, üzüm yetiştiriciliği için en büyük endişe kaynağıdır. Gençlerin tarımda kalmak istememesi, sürdürülebilir gıda arzının en büyük handikaplarından biridir.
Üreticilerin büyük çoğunluğu bağcılık tarımını sevmektedir, diğer çiftçilerin de bağcılık tarımı yapmasını önermektedir, bağcılık gelirinden memnundur ve bağcılığı bırakmayı düşünmemektedir.
Ancak buna rağmen başka arazisi olsa oraya bağ kurmak isteyen üretici sayısı yüksek değildir. Bu düşüncenin ortaya çıkmasında üreticilerin yaş ortalamalarının yüksek olması, ürünün yetiştirilmesinde doğal afet ve risklere kolayca maruz kalması, girdi masraflarının fazla olması, pazarlama aracılarının fazla olması ve işçilik masraflarının fazla olması gibi faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
Ortalama olarak küçük alanda yapılan üretim, ürünün katma değer kazandırılarak saklanma ve pazarlanma imkanının olmaması, pazarlamada aracıların fazla olması, ürünlerin yerel pazarlarda pazarlanmasının ötesinde sayılı üreticiler hariç ulusal pazarlarda pazarlanması ve ihracatını engellemektedir.
Ürün, tat ve aromasından dolayı tüccarlar tarafından tercih edilmekte ve talep artışı olmaktadır.
Üzüm arzının sürekliliği ve talebe cevap verebilmek için üreticilerin risk ve belirsizlikler karşısında kazanç kaybına uğramasına engellemek için ürün sigortası yaptırma konusunda bilinçlendirilmeleri ve riskleri önlemede yardımcı olacak teknolojik yatırımlar yapmaları desteklenmelidir.
Ürünün yetiştirilmesinde iklim, toprak, coğrafi, altyapı ve ulaşım koşullarının elverişli olması, kültürel olarak üretimin geçmişten bu yana sürdürülmesi olanakları değerlendirilerek ürünün tescillenmesi ve marka değeri kazandırılarak tanıtımının yapılmasıyla ulusal ve uluslararası pazarlarda yer bulması sağlanmalıdır. Bu amaçlara ulaşmak için ise üzüm üreticilerinin örgütlü bir şekilde hareket etmesi ve yerel yönetimler tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
Gençlerin tarımda kalmalarını sağlayacak destek ve iyileştirmelerin arttırılarak devam etmesi, en önemli konu olarak değerlendirilmektedir.”
Kaynak:Özyalvaç