KUR’AN DA GEÇEN ŞİRK VE ORTAK KOŞMAK SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Kur’an da Allah a şirk koşmak ya da Allah a eş koşmak sözüyle, ne demek istiyor ve bizleri uyarıyor. Çünkü Allah a şirk yani eş koşanların günahlarını bakın nasıl affetmem diyor.
Zümer 65: Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: “YEMİN EDERİM Kİ, EĞER ŞİRK KOŞARSAN BÜTÜN ÇALIŞMALARIN BOŞA GİDER ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun.” (Elmalı meali)
Nisa 48: Şüphesiz Allah, KENDİSİNE ORTAK KOŞULMASINI ASLA BAĞIŞLAMAZ. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. (Diyanet meali)
Allah yemin ederek çok net bir hüküm veriyor ve diyor ki; eğer bana şirk, ortak koşarsanız bütün çabalarınız boşa gider ve günahlarınızı asla bağışlamam diyor. Gerçekten de bu uyarı çok önemli, çünkü Allah a şirk, ortak koşmaktan Allah neyi kast ediyor, eğer doğru anlayamadan bu dünyadan göçer gidersek, inanın hesap günü çok üzülenlerin safında oluruz. Gelin bu konuyu, kafamızdaki tüm yanlış bilgilerden kurtularak, yalnız Allah ın uyarıları ışığında anlamaya çalışalım.
Kur’an ı anlayarak birkaç kez okuyan bir Müslüman, Allah ın ikaz ve uyarılarının genel çoğunluğunun Allah a inanmayanlara, yani bizim tabirimizle ateistlere karşı değil, Allah a inandığını söyleyen ama Allah ın istediği yolda değil, batılın ve hurafenin şekillendirdiği bir inanca tabi olanlara hitap ettiğini, uyarılarını ve ikazlarını onlara yaptığını anlayacaktır. Bu durumda ŞİRK KOŞMAK, ORTAK KOŞMAK sözlerinden, Allah ın yanında bir Allah a daha inananlardan bahsetmediğini, önce hatırlatmak isterim. Bir başka deyişle Kur’an uyarılarının neredeyse tamamı, Kitap ehlinin yaptığı yanlışları düzeltmek, onları doğruya davet etmek içindir. BU DURUMDA KİTAP EHLİNE YAPILAN ŞİRK KOŞMAK YA DA ORTAK KOŞMAK TABİRLERİ, ALLAH IN YANINA BAŞKA BİR ALLAH, YA DA İLAH KOYMAK ANLAMINDA OLMADIĞI ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR.
Peki, Allah bu sözcükleri kimler için ve hangi yanlışları yaptıklarında kullanıyor olabilir bu durumda? İşte burası çok önemli. Eğer bunu göz ardı eder, anlamaya çalışmazsak, aynı yanlışları bizlerin yapması kaçınılmaz olacaktır. Bu konuda kitap ehlinin yaptığı yanlışlara bakalım.
Yunus 18: Kendilerine zarar vermeyecek, fayda da sağlamayacak olan şeyi Allah ile aralarına koyup kul olurlar. Bir de derler ki “BUNLAR ALLAH’IN YANINDA BİZİ YANINA ALACAK (ŞEFAAT EDECEK) OLANLARDIR.” De ki “Siz Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” O, ONLARIN ORTAK SAYDIKLARINDAN UZAK VE YÜCEDİR.” (Süleymaniye vakfı)
Tevbe 31: BİLGİNLERİNİ VE DİN ADAMLARINI ALLAH İLE ARALARINA KOYUP RAB EDİNDİLER. Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa onlara verilen emir, sadece tek bir ilaha(tanrıya) kul olmalarıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allah, onların ortak(şirk) koştuklarından uzaktır. (Süleymaniye vakfı)
Araf 191–192: Hiçbir şeyi yaratamayan ama kendileri yaratılmış olanları mı ortak sayıyorlar? BUNLAR, NE ONLARA NE DE KENDİLERİNE YARDIM EDEBİLİRLER. (Süleymaniye vakfı)
Sanırım ortak ve şirk koşmak sözlerinden Allah, neyi kast ettiğini bu ayetlerden çok açık anlaşılıyor. Allah ın tek elinde bulunan yetki ve sorumluluklarını, yaratılmış bir beşere verirsek, Allah a eş ve şirk koşmuş oluruz. Cahiliye toplumu, edindikleri veli ve güvendikleri kişilere ya da din adamlarına, âlimlere öyle güveniyorlardı ki, Allah ın tek elinde bulunduğu bağışlama affetme, şefaat yetkisini ardı sıra gidip güvendiği kişilere vererek onların, mahşer günü kendilerini kurtaracaklarına inanıyorlardı. Allah bu yetkileri vererek, adeta yaratılmış insanları RAB edindiler diyor.
Hâlbuki Allah diğer ayetlerinde, Şefaat tümden Allah a aittir, hiçbir şefaatçinin fayda etmediği o günden sakının diye bizleri uyarmıyor muydu? Bunca uyarıları alan ve iman ettiğimizi söyleyen biz Müslümanlar, hala Allah ın ayetlerinde geçen kelimelerin anlamları ile oynayıp, Allah sevdiği bazı kişilere de şefaat yetkisi vermiştir anlamını, topluma inandırmaya çalışıyorlar. Elbette bunlar beyhude çabalardır. Bu çabalarıyla Kur’an da çelişki yaratmaya çalıştıklarının farkında bile değiller. Allah ın bu konudaki iki uyarısını hatırlatmak istiyorum.
Enam 22: Bir gün onların hepsini toplayacağız sonra müşriklere şöyle diyeceğiz: “HAYAL KURUP ORTAK SAYDIKLARINIZ NEREDE?” (Süleymaniye vakfı)
Enam 40–41: De ki: “Kendinizi hiç düşündünüz mü, Allah’ın azabı size gelse veya kıyamet vakti gelse, ALLAH’TAN BAŞKASINA MI YALVARIRSINIZ? Eğer sözünde doğru kimselerseniz cevap verin”.Hayır, yalnız o Allah’a yalvarırsınız. O da dilerse kaldırılmasını istediğiniz belayı kaldırır ve o zaman ortak koştuğunuz şeyleri unutursunuz. (Elmalı meali)
Bu iki ayetten de çok açık anlıyoruz ki, Kur’an ın bahsettiği şirk, ortak koşmak sözleriyle Allah, kendisinden başka yaratılmış hiç kimseyi veli, şeyh efendi edinerek din ve iman adına sonsuz güvenerek Allah ile asla aracı yapamayız, onları şefaatçi edinemeyiz, onlardan yardım bekleyemeyiz. Peki, bizler bu uyarılardan ders alıp, cahiliye toplumu, kitap ehlinin yaptığı bu yanlışları İslam ı yaşarken bizler yapmıyor muyuz? Ne yazık ki yapıyoruz, çünkü Allah ın bu uyarılarını görmek bile istemiyoruz. Bazı kardeşlerimize bu ayetleri hatırlattığımızda ise dine nifak sokan fitneci sözleriyle karşılaşıyoruz. Hâlbuki Allah iman ettiğini söyleyen genel çoğunluk için, bakın nasıl bir uyarı yapıyor ve bizlerin çok dikkatli olmamızı istiyor.
Yusuf 106: ONLARIN ÇOĞU, ALLAH’A ANCAK ORTAK KOŞARAK İNANIRLAR. (Diyanet meali)
Allah bu ayetiyle, iman edenlerin yaptığı en büyük yanlışı, hastalığı bizlere bildiriyor ve sakın sizlerde aynı yanlışı yapmayın, BÜTÜN ÇABANIZ BOŞA GİDER DİYOR. Bizler cahiliye toplumunun yaptığı yanlışların ne yazık ki önüne geçtik. Yahudi ve Hristiyanların, yaratılmış insanları ilahlaştırdıkları gibi, bizlerde Allah ın elçisini ve veli edindiğimiz kişileri adeta ilahlaştırıp, Allah ın yetki ve sorumluluklarını da vererek Rab edindik. Bunu yapmayın yanlış yapıyorsunuz değimiz kişilerde bizlere, sen sünnet inkârcısı mısın, ALLAH IN ELÇİSİ POSTACI MIYDI şeklinde ithamlarda bulunuyorlar. Allah elçisine bile kendi yetkilerini asla vermiyorsa, onun dışında veliler efendiler edinip şefaatçiler ediniyor, hatta VELİSİ OLMAYAN CENNETE GİDEMEZ DİYORSAK, işte bizler Allah a eş, şirk koşuyoruz demektir.
TEKRAR HATIRLATMAK İSTERİM. ALLAH IN KUR’AN DA BU UYARILARINA KULAKLARINI TIKAYANLAR, ŞUNU SAKIN UNUTMASINLAR. YAPTIKLARI HER ŞEY BOŞA GİDECEK VE ALLAH ONLARI ASLA AFFETMEYECEKTİR. ALLAH IN AYETİNİ, TEKRAR HATIRLATMAK İSTİYORUM.
“”YEMİN EDERİM Kİ, EĞER ŞİRK KOŞARSAN, BÜTÜN ÇALIŞMALARIN BOŞA GİDER” (Zümer 65)
“Şüphesiz Allah, KENDİSİNE ORTAK KOŞULMASINI ASLA BAĞIŞLAMAZ.” (Nisa 48)
Lütfen bu ayetler kitap ehline hitap ediyor, bizlere değil demeyelim. Kur’an ın tamamı Kitap ehline indirildi ve onların yaptığı yanlışları Allah bizlere bir bir anlattı ki, bizlerde aynı yanlışları yapmayalım. Dilerim Kur’an ın uyarı ve ikazlarından dersler alarak, aynı yanlışları yapmayan, Allah ın halis kullarından oluruz.