İslam toplumları olarak öyle bir inanç yaşıyoruz ki, akıl ve mantık tek kelimeyle devre dışı. Televizyonlara çıkıp dinden bahseden, dini kendi nefislerinde şekillendiren din simsarcıları, RUHBAN papazlarını aratmıyorlar. Tabi bizde ruhban sınıfı yok, öyle değil mi? Dinimizde yok, ama bizler ellerimizle ruhban sınıfını yarattık.
Televizyona çıkıp, halkın öyle sorularıyla muhatap oluyorlar ve bu kişilerde onlara, öyle cevaplar veriyorlar ki, insanın hayret etmemesi mümkün değil. Din adeta oyuncak olmuş birilerin elinde. Yalanlar, iftiralar, rivayet ve sanı bilgilerle, Allah emretmediği halde, bunlar Allah ın emirleridir diyenlerin iftiraları ile yaşanıyor İslam.
Tabi tüm bu acı manzaraların sorumlusu, aslında topluma din adına masal, hikâye anlatanlar değil, bizleriz. Allah ın bizleri sorumlu tuttuğuna hükmettiği Kur'an ile bizler, bağımızı hiç kurmadık. Ona danışmadık ve onun bizlere ne anlattığını, anladığımız dilden hiç okuyup düşünmedik. Çünkü bizler, menfaat şebekeleri, Allah ile aldatıcıların tuzağına düştük. Sizler Kur'an ı anlayamazsınız dediler ve bizlerde onlara inandık. Belki de nefsimize/işimize bu yol, daha uygun geldi. İmtihanımızı onlara havale ettiğimizi zannettik.
Allah ın emirlerinden habersiz, aklımıza gelen her konu hakkında, acaba İslam inancına uyar mı, uymaz mı korkusu, bizleri hep tedirgin etti. Onun içinde neredeyse, nefes alırken bile korkar olduk. Dini tek ellerine alan din simsarcıları, Allah ın yemin olsun ki sizler için Kur'an ı/ İslam ı kolaylaştırdım hükümlerine inatla, dini zorlaştırdılar ve toplum içinde adeta korku imparatorluğu kurdular.
Onu yapma günah, bunu yapma günah zihniyetiyle, İslam dini toplumlar arasında bölünmelere, huzursuzluklara ve toplumlar arasında düşmanlıklara neden oldu. Huzur kalmadı, Allah ın orta yolundan çok uzaklaştık.
Dini tek ellerine alanlar, bizlere İslam ı öyle yaşatıyorlar ki, neredeyse kıpırdayacak halimiz kalmadı, günaha gireriz korkusuyla. Hâlbuki Allah ın REHBERİNİ elimize almış olsaydık, bizleri Allah ile aldatanların zalimliklerini, yalanlarını hemen fark ederdik, ama bunu toplum olarak ne yazık ki yapmadık, yapmıyoruz.
Değerli din kardeşlerim. İslam ı lütfen birilerine endeksleyerek yaşamanın yolunu seçmeyiniz, hata yapma riski çok büyük olur. Bizlerin ilk önce yapması gereken, sorumlu olduğumuz, Allah ın kitabı Kur'an ı, anladığımız dilden bolca okuyup, ayetler üzerinde dikkatle düşünerek, ayetler arasında bağlantı kurmaya çalışmalıyız. ÇÜNKÜ ALLAH KUR'AN I ANLAMAYA ÇALIŞANIN, GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇARIM VE GEREKEN BİLGİLERİ VERİRİM DİYOR. Aklı başında her Müslüman, İMTİHANI GEREĞİ, GÖSTERDİĞİ ÇABA ÖLÇÜSÜNCE, KUR'AN I MUTLAKA ANLAYACAKTIR. Allah anlayamayacağımız bir kitaptan bizleri, sorumlu tutmaz ve imtihan etmez, lütfen bu gerçeği unutmayalım.
Bizleri Kur'an dan uzaklaştıran ve Allah ın kelamını yalnız azınlık bazı kişilerin anladığını söyleyenlerin tuzağına, lütfen artık düşmeyelim. Aklınıza takılan sorularınızı Kur'an a sorunuz ve Kur'an a danışınız. Mecbur kalısanız, bir konu hakkında danışacağınız kişiden KANIT OLARAK, ALLAH IN AYETLERİNİ İSTEYİNİZ. Eğer size kanıt olarak Kur'an değil de, kelimeleri eğip bükerek, doğruluğundan emin olamayacağımız rivayetlerden, sanı bilgilerden kanıt gösteriyorlarsa, lütfen bunlara kanmayınız, inanmayınız. Unutmayalım peygamberimiz Allah dan ümmetine, YALNIZ KUR'AN İLE HÜKMETME EMRİ ALMIŞTI. Bu sözlerim Allah ın kelamı, ayetlerle sabittir.
Geleneksel İslam ın, mezheplerin, beşeri FIKIH inancının öğretilerini, Kur'an da göremediğinizde, bakın Kur'an da her şey yokmuş diyenlere aldanmayınız. Allah emirlerini, hükümlerini hayatımıza geçirmemizi bizlerden isterken, ÇOK BASİT VE KOLAY BİR ŞEKİLDE İSTEMİŞTİR. Sorumlu olduğumuz kısımda bunlardır. MEZHEPLERİN VE FIKIH İNANCININ DİNE İLAVELERİ, ASLA DİN DEĞİL, ÇAĞIN GEREĞİ TOPLUMLARIN ANLAYIŞLARI, GELENEKLERİ VE DİNİ YAŞAMLARINA GEÇİRME ŞEKLİDİR. Elbette bunlara hiç kimse karışamaz, yeter ki bunlar olmasaydı, inancımızı yaşayamazdık demeyelim. Yeter ki dini, bu inançlarımızla zorlaştırmayalım. Bunları söylemek Allah ın kelamına saygısızlıktır.
Bizlere düşen görev, kafamızdaki sorunun cevabını Kur'an dan aramak olmalıdır. DİN ADINA DELİL VE KANIT YALNIZ KUR'AN DIR. BUNU YETERLİ GÖRMEYENLER, ALLAH IN SINIRLARINI AŞANLARDIR. EĞER ALLAH, KAFAMIZDA OLUŞAN, DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ KONU HAKKINDA, KUR'AN DA BİZLERİ BAĞLAYICI HİÇBİR KANIT İNDİRMEDİYSE, BU KONUDA BİR HÜKMÜ YOKSA, DİNİ KONUDAN BİZLERİ BAĞLAYAN BİR SAKINCASIDA YOK DEMEKTİR. Böyle konular, Allah ın bizleri serbest bıraktığı, düşünerek hayatımıza geçirmemiz gereken konulardır. Ayrıca böyle konular zamana, mekâna, geleneklere göre de değişe bilecek konulardır. Onun için Kur'an her çağa, zamana ve mekâna uyan, eşsiz bir rehberdir.
Din zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcıdır. Din akla hitap eder, onun içindir ki ayetlerin sonunda, bizleri düşünmeye davet eder. Allah ın Kur'an da yasaklamadığını haramlaştıranlar, Allah a ve elçisine iftira atanlardır, bunu unutmayalım. Allah yasaklamadığı ve bizleri serbest bıraktığı konular hakkında hiçbir bilgi vermeyerek, bizlerin hayatımızı daha rahat ve özgür sınırlarda yaşamamıza, fırsat tanımıştır. BİZLERE DÜŞEN, KUR'AN IN YASAKLARINA UYMAKTIR, BAHSEDİLMEYENLERİ KUR'AN DIŞINDA ARAYANLAR, ŞEYTANIN VE MENFAAT ŞEBEKELERİNİN TUZAĞINA DÜŞECEĞİNİ UNUTMAMALIDIRLAR. Bu konuda peygamberimizin, çok önemli bir hadisini sizlere hatırlatmak istiyorum.
Allah'ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. HAKKINDA SUSTUĞU İSE SERBESTTİR. Allah'ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki ALLAH HİÇBİR ŞEYİ UNUTUCU DEĞİLDİR. Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20
Dinde sınırları Allah, ben belirlerim der ve Kur'an ın sınırlarını aşanlar içinde ZALİMLERDİR, KÂFİRLERDİR uyarısını yapar. Allah Enam 150. ayetinde, Kur'an ın haram hükmünü vermediği halde, "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin" diye uyaran kişilerin gösterdiği rivayet kanıtların, ayetleri inkâr ettiği uyarısını yapıyor ve böyle kişilerle sakın birlikte olmayın diye bizleri uyarıyor. Yine Bakara suresi 5. Ayetinde Allah, KURTULUŞA ERECEKLERIN YALNIZ, ALLAH IN KATINDAN GELEN KUR'AN-HIDAYET ÜZERINDE OLANLAR OLACAĞI MÜJDESINI VERIR BİZLERE. Casiye 6. Ayetinde de, cahiliye toplumlarının yaptığı yanlışı örnek vererek, Allah ın katından indirilen kitabın dışına çıkıp, atalarının inandığı rivayet ve sanı inançların yanlışlığına dikkat çekmek için de, bakın nasıl uyarıyor.
(ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA, HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?)
Nahıl 116. ayette, Allah ın Kur'an da haram dedikleri dışında, ŞU HELALDİR, ŞU HARAMDIR DİYENLERİN, ALLAH A İFTİRA ATMIŞ OLACAKLARINI VE BUNLARIN ASLA KURTULUŞA EREMEYECEKLERİNİ, çok açık bir şekilde bizlere ayetinde bildirmiştir.
Ne yazık ki bugün bizler, Allah ın sizleri Kur'an dan sorumlu tutuyorum uyarılarına kulaklarımızı kapamış, beşerin Allah a ve elçisine iftira atan rivayet ve sanı bilgilerle, İslam ı yaşadığımızı zannediyoruz. Böyle olunca da acı, keder ve üzüntü yakamızı bırakmıyor. Birbirimizi katletmekten bile çekinmiyoruz.
Dilerim Müslüman âlemi olarak, Allah cümlemizin gönül gözünü açsın ve yaptığımız yanlışların, izlediğimiz yanlış yolun farkında olabilelim. Yoksa Allah ın gazabından, asla kurtulamayacağız.