Katılmamak mümkün değil... Fakat, Değerli arkadaşlar, Geride bıraktığımız hafta Türkiye Cumhuriyet' i başbakanının Yunanistan' da yaptığı gezi sırasında sorulan bir soru üzerine yapmış olduğu açıklama beni fazlasıyle rahatsız etti. Sorulan soru Patrikhane ile ilgiliydi... Neydi bu açıklama? Aynen aktarıyorum.. ''Ecdadımı rahatsız etmeyen beni de rahatsız etmez" Bu ne demektir? Ecdadımız Patrikhaneden ve faaliyetlerinden rahatsız olmadımı? Bu nasıl düşünülebilirki;..... Benim ecdadım her zaman Patrikhaneden fazlası ile rahatsız oldu. Düşünüyorumda acaba benim ecdadımla sayın başbakanımızın ecdadı aynı değilmi? Tayyip Erdoğan'ın bu sözleri ; ecdadı olarak kimi algıladığı konusunda benim kafamda soru işaretleri yarattı. Ya sizde?
Erdoğan'ın "padişahlık" zaafı gözönüne alındığında, Başbakan'ın Yunanistan'daki sözlerinde kastettiği ecdadın Osmanlı olduğu açıktır. Lakin sayın başbakanın Osmanlı'nın astığı patriklerden haberdar olmadığı, yada Osmanlı tarihine ait bilgilerden yoksun kaldığı bu sözleri ile anlaşılıyor. Patrikhane'nin Osmanlı'dan bu yana kapalı tutulan kin kapısı, ecdadımızın patriklerden nasıl rahatsız olduklarının en somut kanıtıdır. Osmanlı Patrikhane'yi bir "milletin" temsilcisi olarak bir denge unsuru olarak kullanırken patriğin sistem içinde asla bir devlet başkanı gibi hareket etmesine izin vermemiştir. Osmanlı zamanında, patriğe bir devletin özel armadasını yollayıp, o armada ile kendi ülkesine davet etmesi düşünülemezdi. Bugün ise patrik Yunanistan Devletinin özel uçağını kullanmaktan, ABD ve AB nezdinde devlet adamı muamelesi görmeye kadar, Osmanlı zamanında kellesini götürecek bir çok küstahlığa imza atmakla meşgul. Osmanlı, patriğe asla devlet adamı muamelesi yapmadı ve patriği boynuna geçirdiği tasma ile asmayı da bildi. Çıkıpta bir basın mensubu ecdadımız rahatsız olmadıda AYASOFYA neden cami yapıldı diye sormadı yada soramadı? Düşük bir ihtimal ama eğer Erdoğan'ın kastettiği ecdad Atatürk ise; Erdoğan o konuda da yanılıyor. Mustafa Kemal bırakın Patrikhaneden rahatsız olmamak; ecdadını iyi tanıyan bir lider olduğu için, Patrikhane'yi melanet yuvası olarak tanımladı. Bu durumda geriye Erdoğan'ın tanımına uyan tek bir ecdad kalıyor. İsmet İnönü Şaka değil.
Değerli arkadaşlar:
Çok değil, 1948 yılında Lozan anlaşmasınının çiğnenmesine göz yumarak, bir gecede ABD Devleti'nin adayı Amerikan vatandaşı Athenagoras 'a Türk vatandaşlığı verdirtip Patrikhane'nin başına geçmesine izin veren İnönü idi. Aynı Athenagoras'ın Heybeliada'yı tam teşekküllü bir ruhban okuluna dönüştürmesine de aynı dönemde gözyumuldu. 1453'de İstanbul'un fethi ile birlikte tahtından indirilip , Osmanlı'nın elinde "milletbaşı" sıfatı ile bir piyona dönüştürülen ve çıkardığı isyanlar nedeni ile kendi kapısında asılmaktan çekinilmeyen; Mustafa Kemal'in Lozan'la birlikte kaymakama bağlı bir makam haline dönüştürdüğü Patrikhaneden bu süreçte rahatsız olmayıp yeniden bitini kanlandıran tek bir ecdadımız oldu : İsmet İnönü. Erdoğan'ın bir kaç hafta önce Hitler'e benzettiği İnönü. Tayyip Erdoğan'ın ecdadı ile ilgili kafası hayli karışık. Bir gün Hitler dediğini, öbürgün referans gösteriyor. Belki de daha da kötüsü;
evet arkadaşlar siz ne düşünürsünüz bilemiyorum ama, Bizim Başbakan galiba ecdadını hiç tanımıyor.............
Not:okuduğum bir yazıdan alıntılar yaparak hazırladım.... eyupo@cantekstil.com