Ülkemiz son 30 yılda emperyalizminin etkisi altında kalarak hızlı bir değişim içine girdi. Bu değişim planlı, programlı bir uygulamaydı. Yozlaştırma savaşımın yaygınlaşıp, etkili bir konuma gelmesi, uzun süreli, topsüz tüfeksiz savaşmadan bu ülkenin tüm damarlarının kurutulması demektii.
Hedef ne idi?
Hedef ulusal değerlerimiz, ulusal kültürümüzdü.
Bu tasarıma göre gerçekler tersyüz edilecek, tarih yeniden yazılacaktı.
İnsanların atalarına, geçmişine, doğrulara güveni kalmayacaktı. Ulusların direnme, karşı koyma gücü zayıflatılacak, onların yerine yozlaşmış, kişiliksiz, kozmopolitik kültür, şeriatçılık ideolojisi dayatılacaktı.
T.C. Kürtlere, Ermenilere zulmeden, katliam yapan bir devlet olarak tanıtılacaktı. Kurtuluş Savaşı ve onun yüce önderi Atatürk yavaş yavaş, azar azar ders kitaplarından, okullardan uzaklaştırılacak, sonra da tümüyle kaldırılacaktı.
Buraya kadar bahse konu olanlar gerçekleştimi?
Gerçekleşti.
Bittimi ?
Hayır devamı var.
Bu bir yozlaştırma, çürütme, değerden düşürme operasyonuydu.
Tarihimize, geçmişimize, kutsal varlıklarımıza yönelen bir saldırıydı. Ulusal bilinci ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Ulus devlet karşısında küreselleşme, dünya vatandaşlığı ön plana çıkarılıyordu.
Yani Ulusal ruh yok ediliyordu.
Edildimi ?
Edildi.
Ulusal direniş, vatan savunması düşüncesi yozlaştırılınca emperyalist programlar kolaylıkla yaşama geçirilecek, ülkeler topsuz tüfeksiz teslim alınacaktı.
Alındımı ?
Alındı..
Atatürk'ün ölümünden sonra başlatılan bu süreç, son 8 yılda iyice hız kazandı.
Siyasi iktidar dönüşü olmayan yola girelimmi sorusunu sormadan emperyalizmin esiri oldumu ?
Evet oldu.
Bu dönemde, yani 80 ' li yıllardan bu güne bir yandan Yüce dinimiz islamı siyasi emellerine alet eden din tüccarları olan siyasiler, diğer yandan ''Atatürk'' şemsiyesini kalkan yapan öbür siyasiler.
Tabi bu durumda olan her zaman olduğu gibi benim halkıma oldu. Köylüm, işcim, esnafım ve küçük işletme sahiplerim bir bir yok oldu.
Kısaca Ulus Devleti teşkil eden halk korkutmayla, sindirmeyle ve kandırmayla yok edildi.
Dini ve Atatürk' ü kullannan siyasiler ve onların yandaşları ise tavan yaptı yani maddi olarak zirveye çıktı.
Yozlaştırma örneklerine devam edelimmi ?
Edelim.
Tarih ve dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldımı ?
Bırakıldı..
Son 8 yılda eğitim ve öğretim işlemez duruma getirildimi ?
Getirildi.
Son 8 yılda Ülkemde Amerika' n seneryasunu uygulamaya koyan siyasi iktidar "korku imparatorluğu"nu yarattımı ?
Yarattı.
Devletimin olmassa olmazı olan Ata mirası kurum ve kuruluşlar Emperyal devletler teslim edildimi?
Edildi.
Açılım yalanı adı altında dış güçlerin Sevre dayalı bölünmüş Türkiye' nin haritasını benim kürt vatandaşımın beynine ve kitaplara koydularmı?
Koydular.
Ne olduk
Savaşmadan teslim olduk.
AKP, 2002'den sonra ABD ve AB ile birlikte ılımlı İslamı kurabilmek için, ne gerekiyorsa yaptımı ?
Yaptı.
Dostlar Ilımlı islam ne demek?
İslamın şartaı bellimi?
Belli.
İslamı ılımlaştırdılar.
Şimdi bu ulusal bilinci köreltme, yozlaştırma işi ABD'li ve Siyonist uzmanlar eliyle, bilimsel yöntemlerle yapılmaktadır.
Bu alanda daha iyi sonuçlar alabilmek için psikologlar, sosyologlar, tarihçiler kullanılmaktadır.
Artık emperyalizm Irak'ta olduğu gibi Türkiye'de de güç kullanarak yok etme yada işgal etmiyor.
Ne yapmak istiyor dersiniz?
Kaleyi içten fethediyor.
Nasıl yani diye soranımız vardır mutlaka.
Etnik grupları, mezhepleri birbiri ile karşı karşıya getirerek, kardeş kavgası ile ülkeyi zayıflatmak amacını gerçekleştirmeye çalışıyor. Kendi yoz kültürünü binlerce yıllık ulusal kültüre egemen kılmak için mücadele veriyor..
Tarih boyunca ve kurtuluş savaşında milli mücadeleyi hep birlikte verdiğimiz milli birlik ve beraberlik sağladığımız Türkiye Cumhuriyeti her vatandaşı bu gün aynı ruha yani Vatan bilincine sahipmi?
Hayır.
Asıl hedefinde ise ulus devlet yani Türkiye Cumhuriyet' i var. Ulusal ruh yani içimizdeki vatan ruhunu yok etme gayreti var.
İnsanları küreselleşme adı altında "vatansızlaştırmak" var.
Çünkü yurtsever insanlar her çeşit emperyalizmim en azılı düşmanlarıdırlar.
Ulusal direnmeyi, karşı koymayı engellemenin, yok etmenin en kestirme yolu vatan sevgisini ortadan kaldırmaktır.
İşte bunun için yurtseverler aylar ve yıllardır Amerikan senaryosu gereği sebebsiz ve içi boş yalanlarla hapislerde alıkonulmaktadır.
Amaç, halka gözdağı vermek, korkutmak, sindirmek; haksızlıklara, iç ve dış sömürüye direnme gücünü, bilincini kırmaktır.
İşte politikacılar, yazarlar, çizerler, TV'ler, gazeteler, sivil toplum örgütleri bunun için satın alınmakta, bunun için yeni mandacı kişi ve kuruluşlarla ilişkiye girilmektedir. Onların görevi "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" çığlıkları atarak ve "Ermenilerden özür diliyorum", "Kürt açılımı" gibi konuları Türkiye gündeminin başına taşıyarak, asıl sorunları unutturmak, göz ardı etmektir. .
"Vatansızlık" düşüncesi tüm topluma egemen kılınmak istenmektedir.
ABD'ye bağımlı, küresel bir ülke yaratmanın peşine düşmüşlerdir. Bazıları da hiç utanmadan, sıkılmadan "Türk ulusu Ermenileri katletti" diye ülkemizi tüm dünyaya şikâyet etmektedirler. Çıkarcılık, köşe kapmaca, ödüllendirilme onlarda vatan savunmasından, yurtseverlikten önce gelmektedir.
Daha çok para kazanma, cep doldurma uğruna TV'ler, gazeteler, bazı sanatçılar bugün emperyalizminin gönüllü fedaileri konumuna düşmüşlerdir.
Sömürgeci düşünceyi, köleliği bağımsızlık düşüncesinin önüne koyarak, geçmişine, geleceğine en büyük kötülüğü yapmaktadırlar.
Günümüzde, ulusal kurtuluş ideolojisi ve" tam bağımsızlık" düşüncesi yerine, mandacı görüş egemen kılınmaya çalışılmaktadır.
İşte yukarıda bahsetmeye çalıştığım sebepler neticesi Türkiye Cumhuriyet' i Devleti
Yeni bir Kurtuluş savaşı verme zamanı geldimi ?
Geldi.
Yeni Mustafa Kemal' ler gelirmi?
Yorum yok...
Yorum yapabileceğim tek konu
Bu gidişata dur denmeldir.
UNUTULMAMALIDIRKİ,
10 KASIM 1938' DEN BU GÜNE MEMLEKET İDARESİNE SAHİP OLANLAR ABD' DEN KORKTUKLARI KADAR ALLAH' TAN KORKSALARDI BENİM MEMLEKETİM BU HALE GELMEZDİ
Sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk' ün bir sözü ile bitiriyorum
''Calismadan,mücadele etmeden, yorulmadan,Vatana sahip çıkmadan rahat yasamanin yollarini aramayi aliskanlik haline getirmis milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hurriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."
(M.Kemal ATATURK)
Saygılarımla
Not.Okuduğum bir makaleden alıntı yaparak hazırladım.