Değerli arkadaşlar;Bu makalede ölüm ve sonrası üzerine bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.Çünkü siyaset ve dünyevi işler hepimizi yoruyor haklı olarak.
Ya Ölüm arkadaşlar?
Ölümü hiç düşünüyormuyuz? Yaşarken, yatarken, kalkarken yada yürürken.
Ölüm nedir? Diye sorsam biliyorumki hepimiz farklı cümleler kurarız öyle değilmi? Yada ölüm geldiğinde aklımıza korkarız ölümden öyle değilmi?.
Ben biraz felsefi yaklaştım ölüm nedir sorusuna.
Bence Ölüm,son adımdır.Ölüm hayata açılan yeni bir kapıdır. Doğumla başlar bu süreç. Her geçen gün daha da yaklaştırır bizi ona. Bir sevdalının aşkı gibi her gün yeniden doğarak koşarız istemeyiz onu aslında ama bilirizki mecburuz çünkü bu sondan ne vazgeçen olmuştur,ne de vazgeçmeyi başarabilen.
Sanki bütün hazırlığımızı yapmışçasına bir çocuk gibi uyanırız uykudan her gün yeniden. Her uyanış, yaklaştırır bizi sona bir adım daha. Her sabah, her doğan gün yeni bir başlangıç değil, sonsuzluğa atılan bir adımdır aslında. Korkutsada bizi zamanın hızla dönen çemberi,yinede korkularımızdan ders almadan yaşarız şuursuzca ve amaçsızca.
Ölmek ve yaşamak ne eski ne de yeni. Dün olduğu gibi bugün de taptaze. Her an, her yerde an be an karşımızda. Birbirine kavuşamayan iki kara sevdalı sanki. Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm.Kimi zaman şairlerin dizelerinde, kimi zaman yazarların kaleminde.Kimi zaman da türkücülerin dilinde olmuştur ölüm ve yaşam.Güzel olmasaydı ölür müydü peygamberimiz?
Ne mutluki bir peygamber gibi yaşamaya çalışıp hayata veda edenlere.
Ölüm; Nerede, ne zaman, niçin sorularını sormadan alır bizi yanına. Götürür bizi bilmediğimiz
diyarlara. Geri dönen olmamıştır bu yolcuktan. Ne var ölümden sonrasında bilinmez.Torakla buluşmadan sonrasına yaşamak mı diyeceğiz, ölmek mi?
Cevabını veremediğimiz sorulardır bunlar.Ölümzü ve sonrasını merak edip sorduğumuzda büyüklerimiz ve hocalarımız geçiştirir bu soruları.Sen iyi bir insan ol,Yaradana ve Peygamberine inan yolun boşver düşünme sonrasını derler de aslında onlarda düşünürler.neyimi? Tabi ölümden sonrasını.
Bizler nasıl yaşayacağımızı bilmeden başladık hayata.Ölümle de yeni bir yolculuğa çıkacağız. Nerede, kiminle nasıl olacağımızı bilmeden.Yaptıklarımız belirleyecek ölümden sonraki hayatımızı. Ölmeden önce ne yaptıysak onlar karşımıza çıkacak. Hesaba çekileceğiz tek tek yaptıklarımızdan. Bunlar yetmiyormuş gibi sevdiklerimiz olmayacakmış yanımızda. Yazmaya başladığımız hikayemiz, yemeye başladığımız yiyeceğimiz, geleceğe dair planlarımız, ümitlerimiz, bu dünyaya ait ne varsa hepsi kalacak burada. Biz ise hayata yapayalnız yeniden başlayacağız orada.
Önce toprakla buluşacak bedenimiz. Ne tazeliğimiz kalacak ne de canlılığımız. Etkisiz ve tepkisiz olacaksın. Senin için bir anlamı olmayacak çevrende olup bitenlerin. Çünkü her şey seni fark ederken sen hiçbir şeyi fark edemeyeceksin. Ne anlayacaksın ne de anlatacak. Bir hiç gibi duracaksın bir kenarda toprakla kara sevdanı başlatana kadar.
Geçmişe şöyle dönüp bakacağız oradan. Nerede hata yaptım diye soracağız kendi kendimize. Keşkeler dökülmeye başlayacak ağzımızdan. Keşke kızmasaydım ona, keşke yapmasaydım, keşke küsmeseydim, keşke gitmeseydim, keşke keşke keşke. Ah keşkeler saracak her bir yanımızı. Anlayacağız o zaman keşke demekte ne kadar geç kaldığımızı.....
Hayatın manası zaten keşkelerden sonra başlar. İyi bir ölüm en güzel yaşamdır aslında hayattayken keşke diyebilenlere.
Keşke diyemeyenler mi?
Onların yaşayışı zaten bir anlam ifade etmez hayat için.
Unutmayalımki arkadaşlar;
İyi bir Ölüm en güzel yaşamdır.
Bir Cümle ile yazıyı sonlandırmak ve bu cümle üzerinde çok düşünmenizi istiyorum.
Ensardan bir adam Peygamberimiz'e sordu: "Mü'minlerin hangisi en akıllıdır?" Aleyhi's-salâtu ve's-selâm: "Ölümü en çok hatırlayandır ve ölümden sonra en iyi hazırlığı yapandır. İşte bunlar en akıllı kimselerdir." buyurdular
Yüce Allah, bizleri Peygamber efendimizin buyurduğu gibi en akıllı kimselerden eylesin.....(Amin)