!!!!-Türkiye Gerçeğini Görmek-!!!!!
Bu Gün ülkemizde birçoğumuzun kendi kendinesorduğu,yada çevresi ile muhakeme yaptığı fakat cevap bulmakta zorlandığı belkide cevabını hiçbir zaman bulamadan ölüp gideceği;
Nereye gidiyoruz?
Dibe ne zaman otururuz?
Gibi endişeler fazlaca teleffuz edilir olmuştur.
Gelişen ve hızla değişen dünyada bu gün biz Ülke olarak,ATATÜRK'ün Nutuk'ta tarif ettiği 1919 şartlarını taşıyan ortamda belkide 1919 şartlarından daha kötü noktadayız.Dar bir sokağa girdik ilerisi aydınlık değil,düz hiç değil,devamında keskin bir viraj var.Ya virajda U dönüşü yapacak yada virajdan uçuruma atlayacağız.
Tabi Bu benim görüşüm...İyimser olanlara ve bulunduğumuz noktaya daha geniş gözlükle bakanlara saygı duyuyorum....
Türkiye ve Türk milleti 69 yıllık bir tahribatın sonunda bu gün Atatürk Türkiye'si ile karşılaştırıldığında tanınmaz bir noktada olduğu açıkça görülmektedir.
2009 Türkiye'sinde ne yazıkki Türk milletine önderlik ederek dış güçlerle mücadele edecek bir lider bulunmamaktadır.Çünkü bizler Türk milleti ve seçtiğimiz siyasiler ama gerçekte bizim seçmediğimiz siyasiler olarak Atatürk'ün öldüğü günden bu güne yani 69 yıldır dışarıdan gelen yoğun saldırılara ve ülkemiz içinde oluşan iç sorunlara karşı beraberlik içinde verilmesi lazım gelen toplumsal mücade yerine,Devlet adamlarımız en basit sorunda bile dış destek arama yoluna gitmişler,dışarıdan uzanan her eli dost eli bilmişler yada bilerek bu oyuna gelmişler,içerde doğruyu bulmak yerine dış güçlerin masasında yem olmayı tercih etmişlerdir.Bir çoğumuzda yılardır bu yok oluşa ,bu satışa alkış tutarak,sempati duyarak destek olmuşuzdur.
Dış güçlerin tam olarak istedikleri de Kurtuluş savaşından beri bu olmuştur.
Bu nedir?
Her şeyi ile dışa bağlı bir Türkiye ....
Ne acıdırki bu durumdan bilerek yada bilmeyerek rahatsızlık duymayan sessiz kalarak destek olan milyonlarca insanımız vardır.Bir çoğumuzun içinde bulunan bananecilik anlayışı,içimizde var olan büyük TÜRKİYE hayalimizi yarım bırakmıştır.(diye düşünenlerimiz olsada ben umudumu koruyorum.)
Atatürk'ün sağlığında bile doğuda yaşanan sayısız isyanlar ve Atatürk ve İnönünün ayrışmasına neden olan Tarıf reformu olayı gibi bir çok olayın arkasında yer alan dış güçler,Atatürk'ün ölümünden sonra da durmamış Türkiye küçük Amerika olacak sloganı ile devletin en içine kadar sızmayı başarmışlardır.
Sevr peşinde koşan emperyal güçler,geçmişten bu güne 69 yıldır tüm siyasi partilerin içine yerleştirdikleri sahte liderler ve kendilerine sadık köşe taşları sayesinde Türk milletini hep sahte hedefler peşinde koşturmuşlardır.Türk milletinin fertleri olarak bizler seçim dönemlerinde önümüze konan sahte liderler ve sahte hedeflerin peşinden koştuk ve bu sahte hedefler peişinden koşmaya ve yok olmaya devam ediyoruz.
Önümüze konan bu sahte hedefler,bazen Devletcilik,bazen halkçılık,bazen köylücülük,koministlik,sosyalistlik,milliyetcilik,ülkücülük ve dincilik olarak hep karşımıza çıktı.bu sahte hedeflerin arasında ise bilinç altımıza yüklenen Globalleşme,Avrupa birliği ve büyük ortadoğu projesi adı altında hep geriye daima geriye bölünme ayrıştırılma ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirildik.
İşin üzücü yanı ise Dış odakların karşısında olması gereken Atatürk'çü,Kemalist,Ulusalcı,Milli,Milliyetçi gibi isim ve sıfatları taşıyan sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerimiz de onlar tarafından ele geçirilmiş olup yaptıkları faaliyetler ile bilerek yada bilmeyerek emperyal güçlerin çıkarlarına hizmet etmektedirler.Dış güçler bir yandan Türkiye'deki ekonomik işgali tamamlamaya çalışırken diğer yandan,Atatürk^'ten bu güne bir türlü atamadıkları Türk benliğini ve Türk Milliyetciliği fikrini Türk insanının kafasından silmeyi son 8 yılda hızlandırmışlardır.
Türk toplumunda halen milli ve manevi dağarlerden haberi olmayan ABB yi ve ABD yi toplumsal doğrular kabul eden azımsanmayacak Türk insanı mevcuttur.Bunlar kimliğinde Türk olarak görünnenlerdir.Özde bunların Türklükle uzaktan yakından ilgi ve alakası bulunmamaktadır.
Dış güçlerin ve onların ülkemiz içindeki uşaklarının 69 yıldır süren çabaları sayesinde Ülkemizin tamamına yakın bir bölümünün sosyal,siyasal ve ekonomik işgal altında olğunu,ve ülkemizin sosyal,siyasal ve ekonomik kalelerinin ele geçirildiğini 8 yıldır iktidarda olanlar gaflet delalet ve hatta hıyanet içinde bulunarak görmezden geldikleri ve bu satışa liderlik ettiklerini bizler üzülerek görüyor,izliyoruz ama asla kabul etmiyoruz.
Tüm milli iletişim ve savunma sistemlerimizin,ekonomik ve doğal zenginliklerimizin,Ordumuuzn komuta ve hareket noktalarının dış güçlerin kontrolü altında olduğunu görüyoruz ve kabul etmiyoruz.
Milletimizin Emperyaist yahudi uşağı küçük bir azınlık dışında kalan büyük bir çoğunluğunun bir çuval kömüre,yeşil karta,üç kuruşluk malüllük maaşına ,üç kuruşluk kaymakamlık yardımına muhtaç olduğunu yada bırakıldığını,insanımıızn karın tokluğu uğruna siyasilerin peşinden amaçsızca koştuklarını,kültüründen,dininden,
milliyetinden,ülkesinden vazgeçirilme eşiğinde olduğunu insanlarımızın siyasilerde olduğu gibi şahsi menfaatlerini Ülke menfaatlerinde üste tutarak üç kuruş için satışa sessiz kaldığını üzlülerek izliyor ve görüyoruz.fakat asla kabul etmiyoruz.
Çünkü dostlar vatan nedir?
Namustur.....namus ....Namustan öte başka kavram varmıdır?
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk 1919 da Türk milletini sadece vatanseverlik ve Türk olmanın gururu etrafında toplamış,dış güçlere karşı ulusal kurtuluş savaşımızı vererek bu güngü Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur.Atatürk bunu yaparken hiçbir sıfata gerek duymamıştır.
Ya bu günkü siyasiler?
Aynı çizgi ve kararlılık içindemidirler.?
Haklısınız değiller.
Sahte vatanseverlik duyguları içinde siyasiler bizler için yani T.C.Devleti için olumsuzluk içindedirler...Kararlılıktan uzak karamsarlık sergilemektedirler.Türk halkı bu gün siyasilere güven duymamaktadır.Ama baskılardan ve korkularından dolayı susmak zorunda olduklarını düşünmektedirler.Çünkü doğruları sesli dile getirenlerin bu gün nerede olduğunu hep birlikte görüyor ve izliyoruz.Dostlar buu toplum 12 Eylül 1980 darbesinden sonra bile konuşmaktan bu kadar korkmamıştı.
Tüm bunlardan sonra ne yapılmalı diye soranımız yada düşünenimiz vardır mutlaka ve hep var olacaktırda.Çünkü ben inanıyorumki sizler,sağ ,sol,o kesim,bu kesim demeden tek yürek,tek bayrak,tek vatan azmi ve arzusu içindesiniz.Esas olan tek İsim ve tek devlettir o da Türkiye Cumhuriyeti devleti ve TÜRK ruhudur. diyenlerdensiniz.
Ne yapılmalı sorusuna gelince dostlar,
Türk toplumunun içinde bulunduğu yanlışlıkları görerek insanımızı görmekte olduğu Emperyalist rüyadan uyandırmak,ısrarla,bire bir ilişkilerle bıkmadan,usanmadan Türk kimliğini,Türk ruhunu ve Türk Devletini yeniden Atatürk Türkiyesi seviyesine ve ruhuna taşımak için okumalı,bilinçli olmalı ve bildiğimizi inanarak çevremize aktarmalıyız.Tek ve gerçek amacımız vatanseverlik ruhumuzu kaybetmeden,örf ve adetlerimize,dilimize ve dinimize bağlı kalarak gerçek Türk ruhunu yeniden kazandırmalıyız.Çünkü TC.Devletine sahip çıkacak genç nesiller Ne ailede ne de Temel eğitimde Cumhuriyet ve vatan ruhu içinde yetiştirilmemektedir.Okullarımızda Kitaplar ve eğitimcilerimiz Cumhuriyet,Vatan ve Türklük kavramını vermekten uzaktır.Boş kitaplar ve eğitim yılı boyunca işe yaramayan Kırtasiye işi ile yani Proje kandırmacası adı altında oyun oynamaktadırlar.
Atatürk'ün dediği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran halka Türk halkı denir.Sözünden hareketle onun ve milyonlarca Kurtuluş savaşı şehidimizin ruhunun rahatı için Türk kavramını ve Türk ulusunun yüceliğini yaşamalı ve yaşatmalıyız.Türk kelimesinden ve Türk olmaktan rahatsızlık duyanlarında Misaki milli sınırlar dışına ait oldukları yere ...gitmelerini yani bu ülkeyi terk etmelerini istemeliyiz.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ...Demek yetmez? bu dört kelimenin hakkını vermemiz lazım gerekir diye düşününlerin en başındayım..
Bu yazımdan sonra ,''Lafla peynir gemisi yürümez'' diyenlerimiz var olacaktır elbet,olsun her düşünceye saygılıyız.Yeterki bölücülükten uzak duralım....
Burada yazılanların boş ve gereksiz olduğunu düşünenlere sormak istiyorum...
Sizce çözüm nedir.?
Ne olmalıdır?
Saygılarımla
Eyüp ÖZTÜRK.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ...Demek yetmez? bu dört kelimenin hakkını vermemiz lazım
DERKEN,YAKLAŞIK 2 YIL ÖNCE OKULLARDAN ATATÜRK BÜSTÜNÜ KALDIRIN DİYEN AVRUPA KONSEYİ HEPİNİZ BASINDAN DUYDUNUZ ''NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ''SÖZÜNÜ İNSAN HAKLARINA AYKIRI BULDUĞUNU AYRIMCILIK YARATTIĞINI BU İFADENİN KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ KESİN BİR DİLLE İFADE ETTİLER.....
ve tabi
EN BAŞTA DEVLETİN BAŞINDAKİLER OLMAK ÜZERE SESSİZ KALMAYI TERCİH EDEREK ONLARA HAKLISINIZ DEDİLER...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE SÖYLEVİNİ DİLİMİZDEN KALDIRACAKMIYIZ????????????????
HAYIR DEDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM...
TEŞEKKÜR EDERİM...
Not.Okuduğum bir makaleden esinlenerek kaleme aldım %30 lık kısmı bu makaleden alıntıdır.