Değerli arkadaşlar;
İnsan, yaratılışı gereği toplum içinde yaşamak mecburiyetindedir.Toplum içinde fertler karşılıklı bir takım hak ve vazifelerle yükümlüdürler. Allah'a ve ahirete inanan, yaptığı işlerden dolayı Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğini kesinlikle bilen bir insan,toplum içinde sorumluluğunu bilen insandır.Toplumu oluşturan fertlerin birlik ve dayanışma içinde olmaları, dinî ve millî varlığımızın korunup devam ettirilmesinin zorunlu kıldığı bir sorumluluktur.Toplum içinde yaşamak zorunda olan insanın aradığı mutluluğa kavuşabilmesi ve onu huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için toplum hayatına ihtiyacı vardır.İnsanlığın mutluluğunu hedefleyen yüce dinimiz İslâm dininin üzerinde durduğu en önemli konulardan birisi, mutluluğun vazgeçilmez şartlarından olan birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberliğin olduğu yerde kardeşlik, huzur, bolluk, bereket ve rahmet vardır. Dünya ve âhirette mutlu olmak ancak Allah'ın Kitabına sarılmak, birlik ve beraberlik içinde olmakla mümkündür.Bu gerçeği Yüce Allah şöyle dile getirmektedir:
"Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. Yüce Allah bu uyarının ardından birlik ve beraberliğin ihmal edilmemesini de;''Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. " (Al-i İmran, 3/105) ayetiyle hatırlatmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ise. ". Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur. Kim cennetin ortasını dilerse, cemaatten ayrılmasın. Kimi yaptığı hayır sevindirir ve kötülüğü de üzerse, işte o, mü'mindir ve yine "Sizden biriniz, kendisi için sevip istediğini kardeşi için de istemedikçe gerçekten iman etmiş olamaz" demiştir.
Değerli arkadaşlar toplumun birer üyesi olarak tek bir Allah'a, aynı Peygambere ve aynı Kitaba inanmış olan biz Müslümanların Kur'ân'ın etrafında birleşmeyi tam ve sağlıklı olarak sağladığımızda,"birlikte dirlik vardır." ilkesinden hareketle,şuurlu ve düzenli çalışma içinde olduğumuzda ve düzenli bir hayat sürdürdüğümüzde o toplumda huzur ve barış kendiliğinden oluşacaktır.
Çünkü insanlar dâima birbirlerine muhtaçtırlar ve hiçbir insan tek başına ihtiyaçlarını ve güvenliğini
sağlama imkânına sahip değildir.İslâm, sadece
kendini düşünmeye karşı çıkmıştır. Tarihte de pek çok acı örneklerine şahit olunduğu gibi, birlik ve dayanışmadan uzak, sadece kendi şahsî çıkarları peşinde koşmayı âdet haline getiren fertlerin oluşturduğu toplumlar, bu yanlışlığın bedelini çok ağır bir şekilde, tarih sahnesinden çekilmek suretiyle ödemişlerdir.Unutulmamalı ki,Dinimizin emirlerine uygun olarak birlik ve beraberlik içinde hareket eden ecdadımız, tarih boyunca büyük işler başarmış, vatanımıza ve milletimize yönelen tehlikeleri de bu sayede etkisiz hale getirmiştir. Tarihte eşine ender rastlanan pek çok zaferler kazanmış olan milletimiz, çok yakın bir geçmişte Çanakkale Savaşı'nda ve kurtuluş savaşında büyük bir kahramanlık destanı yazarak, tarihine yeni ve muhteşem yeni bir sayfa eklemiş, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden birisini daha sergilemiştir.Unutmayalım ki, tarih boyunca bizi ayakta tutan, milli ve manevî değerlerimizdir.geride bıraktığımız hafta içinde kutladığımız zafer haftası ve finali olan 30 Ağustos Ulusumuzun birlik ve beraberlik ruhunun feyzini Allah'a ve Yüce kitabımız Kuran'ana sıkıca bağlılığından almışlardır.
Sevgili Kuyucak'lılar Ulus olarak birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyduğumuz bir süreç içinde olduğumuz gibi aynı zamanda da kasaba insanı olarak da birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan bir dönem içindeyiz.Çünkü hepimiz çiftçiyiz.Fakat Çiftçi üzerine yapılan yanlış politikalar yüzünden ürettiğimiz ürünü satamaz ya da zararına satmak durumunda bırakılmış durumdayız..Bu ekonomik çöküntü hepimizi mali yönden olduğu gibi manevi yönden de olumsuzluğa ve yanlızlığa götürmektedir.bu da siz değerli kasaba insanını sahip olduğunuz birlik ve beraberlik ruhundan uzaklaştırabilir.Bizi dünyada ve ahirette hüsrana götürecek olan tefrikaya düşmeyelim. Bilakis hem dünyada, hem de ahirette bizleri huzur ve mutluluğa götürecek olan İslam'ın sesine kulak verelim. Tarih boyunca yaşanan ve bu gün de dünyanın birçok bölgesinde yaşanmakta olan felaketlerden ders alalım.Hepimizin bildiği gibi huzur ve güven içinde yaşayabilmemiz için daima güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmanın en önemli şartı milletçe dayanışma, birlik ve beraberlik içinde bulunmaktır.
İşte içinde bulunduğumuz Ramazan'ı şerif ayı öyle bir aydır ki bu ayda manevi kardeşlik ve yardımlaşma en üst düzeye çıkmaktadır.Akşamları teravih namazına gittiğinizde hiç düşündünüz mü, insanın insandan üstün olmadığı herkesin eşit olduğu yer neresidir?diye Eminim ki hemen Yüce Allah'ın evi olan camilerimiz diyorsunuz.Evet burada herkes eşit omuz omuza hem ibadet ediyor hemde birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendiriyoruz Camilerimizde.Bu ayda ve devamında bayramda hatta bayrama kalmadan aramızda bulunan tüm kırgınlıkları bir daha hatırlamamak üzere unutalım.Yüce Kuran'a sıkıca sarılalım sıkıca tuttuğumuz dost elini hiç bırakmayalım..
Unutmayalım ki Yüce Allah İnananların,sabredenlerin ve İslam kardeşliğini en iyi şekilde yaşayanların yanındadır....
Eyüp ÖZTÜRK
--------------------
(bazı bölümlerde kaynak alıntıları yapılmıştır)