Sayın Başbakanım,
On yıllık iktidarınız boyunca ülkemiz için çok güzel hizmetler yaptığınızı düşünüyorum. Kimi zaman dışarıya karşı dik duruşunuzla bizleri gururlandırdınız ruhumuzu okşadınız, ailevi yaşantınızla büyüğünüze saygınız küçüklerinize sevgiyle yaklaşım tarzınızla gönlümüzde ayrı bir yer edindiniz. Hele fakir sofralarında verdiğiniz görüntüler kimi zaman haberli kimi zaman habersizce yaptığınız ev ziyaretleri Hz. Ömer vari bir yönetim anlayışı içinde olduğunuzu düşündürdü bana hep. Konuşmalarınızın hemen hepsinde ki samimi söylemleri eminim benim gibi birçok vatandaş hissediyordur. Fakat bu kadar güzel hasletlere karşın sizinde bir hata yapabileceğiniz gerçeğini unutturmamalı hem size hem sizi destekleyen milyonlarca seveninize. Son zamanlarda özellikle ayyuka çıkan sizin ve kurduğunuz hükümetlerdeki milli eğitim bakanlığına atadığınız bakanların söylemleri çok incitici. Eğitim camiasını hakir ve küçük gören tavırlar içinde olduğunuzu görmekten çok büyük bir üzüntü duymaktayım duymaktayız. Bana öyle geliyor ki sizin gibi bir başbakan bu konuda ya yanlış bilgilendiriliyor ya da sayın başbakanım eğitim konusunda sahaya inememiş sadece kâğıt üzerinde teorik bilgilerle hüküm veriyorsunuz.
Sayın başbakanım Turgut Özal'la başlayan halka sesleniş konuşmalarınızı büyük bir zevkle takip ediyorum. Partinizin grup toplantılarındaki coşkulu hitabınızı dinlemek ayrı bir zevk benim için. Bu konuşmalarınızda ülkemizin ilerlemesinden bahsediyorsunuz. Kendi uçağımız, kendi arabamız, kendi tankımız, kendi bilgisayar programlarımız, çağı geride bırakma gayreti içinde olan bir Türkiye çabası bizi coşturuyor. İstediğimiz Türkiye'nin hayalini kurduruyor bize. Sayın başbakanım hayalini kurduğumuz bu Türkiye'nin mimarı kim olacak acaba? Sizin ve bakanlarınızın hor gördüğü hemen her fırsatta vatandaşın gözündeki öğretmen imajını yerle bir eden söylemlerinizle mi olacak Allah aşkına. Verdiğiniz üç kuruş maaşı hemen her fırsatta lütuf veriyormuş edasıyla yaptığınız söylemlerinizle öğretmeni ne hale düşürüyor farkında mısınız? Öğrenci ve veli karşısında öğretmenin durumu ne halde biliyor musunuz? Acaba özellikle büyük şehirlerde yaşayan öğretmenler nasıl geçiniyor biliyor musunuz sayın başbakanım? Büyük şehirlerde öğretmenlik yapan meslektaşlarımın % 75 - 80'inin ek iş yapmak zorunda kaldığını biliyor musunuz? Sayın başbakanım öğretmenin verimli olabilmesi için kendisini geliştirmesi gündemi takip etmesi gerekiyor değil mi? Peki soruyorum sayın başbakanım kaç öğretmen günde en az bir gazete alabiliyor, kaç öğretmen 15 günde bir, bir kitap alabiliyor, kaç öğretmen ay da en az bir kez sinemaya gidebiliyor, kaç öğretmen branşıyla ilgili gelişmeler için programlara katılabiliyor ya da seyahat edebiliyor? Sayın başbakanım bu yazdıklarımı cevabı duyar gibiyim siz yaptınız da biz desteklemedik mi? Sayın başbakanım tüm bunlar için öğretmenin önce ruhen ve zihnen rahat olması gerekmez mi? Geçim sıkıntısı içindeki öğretmenden nasıl verim alabilirsiniz ki? En az üç çocuk beklediğiniz insanımızın öncelikle hayat standartlarının yükseltilmesi gerekmez mi? Verimli bir eğitimin de ancak ruhen ve zihnen rahat olan bir eğitim kadrosuyla mümkün olabileceğini size kimin anlatması gerekiyor acaba. Öğrencilerin eline vereceğiniz tablet bilgisayarların eğitimin standardını yükselteceğini mi sanıyorsunuz. O bilgisayarın nasıl verimli kullanılacağını öğretecek olan öğretmen kendine bilgisayar almakta zorlanacak ama öğrenciye bedava verilecek. Bu tamamen popülist bir yaklaşım değil mi? Kime hoş görünme çabasındasınız?
Sayın başbakanım benim asıl hayretler içinde kaldığım nokta ne biliyor musunuz? Sizin gibi başarılı bir yöneticinin çalışanlarının ne iş yaptığını bilmemesidir? Sayın başbakanım Bir öğretmenin girmekle zorunlu olduğu ders saati 15 saattir bu maaş karşılığıdır. Diyelim ki bütün öğretmenler haftada 15 saat derse giriyor sizin dediğiniz gibi olsun. Bu on beş saat ders muhtemelen 7 farklı sınıf demektir. Bir de sınıf öğretmenliğini eklemek lazım tabii. Yedi sınıfın bir dönemde iki yazılı bir yılda dört yazılı olduğunu bir yazılı kâğıdının hazırlanmasının ortalama bir saat yedi sınıfın yedi saat, her sınıfın yazılı kâğıdının okunmasının en az bir saat yedi sınıfın yedi saat, bunların bilgisayara geçmesinin de iki saat olduğunu hesaplayalım sayın başbakanım bakalım ne olacak toplamda. Hiçbir öğretmen bu saydığım işleri ders saatinde okulda yapmaz işini evine götürür. Evde yaptığı bu iş size çalışma olarak gelmiyor mu sayın başbakanım. Sınıf öğretmenliğinde her bir öğrencinin tanınması velinin tanınması gerekiyor öyle değil mi sayın başbakanım. Öğretmen veli görüşmelerini ders saatinde mi yapıyor sizce. Öğrencileri daha iyi geliştirmek onların kişilikli bireyler olabilmesi için sadece ders esnasında yaptığı ile mümkün olduğunu mu sanıyorsunuz sayın başbakanım. Ders esnasında sadece bilgi vermenin bir eğitim öğretim için yeterli olduğunu düşünüyorsanız o zaman sizin işiniz daha da kolay kovun bütün öğretmenleri görevlerine son verin her birini devletin bir kademesinde işçi temizlikçi yapın ne gerek var öğretmene. En doğru en iyi bilgi bir tık uzaklığında verdiğiniz veya vereceğiniz tabletlerde var nasılsa. Ne gerek var öğretmene. Hem tablet bilgisayarlar zam da istemezler. Kullan, kullan at çöpe.
Sayın başbakanım yıl içinde milli eğitim bakanlığının düzenlemiş olduğu bir çok etkinlikte bakanlığınıza bağlı bir çok birimin yaptığı etkinliklerde öğretmenlerin aktif rol aldıklarını ve aldıkları bu görev karşılığında hiçbir ücret almadıklarını biliyor musunuz. 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs, 18 Mart, 12 Mart ve buna benzer özel ve anlamlı günlerde öğrencilerin hazırlanmasının, hani sizlerin seyretmeye doyamadığınız başarıl öğrencilerin gösterileri için öğretmenlerin ders dışı etkinliklerde hazırlık yaptığını ve bunlar için öğretmene ek ödeme verilmediğini biliyor musunuz sayın başbakanım?
Sayın başbakanım ekranlarda söylediğiniz öğretmen kitlesinin toplamdaki öğretmen sayısına oranın çok az olduğunu ve söylemlerinizin haklılık yanının olduğu da belirtmem gerek fakat bütün öğretmen camiasını çok derinden etkilediğini, moral bozduğunu verimi düşürdüğünü bilmeniz gerekir.
Diyeceğim odur ki sayın başbakanım haftada sadece 15 saat derse giren öğretmen sayısı milli eğitim bakanlığına bağlı devlet okullarında görev yapan öğretmen sayısının kaçta kaçına tekâmül ettiğini araştırtmanızı öğretmenler hakkında gerçek ve somut bilgiler edinmenizi saygılarımla arz ederim.