Cevap 1: Doğru söylüyorsunuz dünyanın hiçbir yerinde zıtlaşmayla anayasa yapılmıyor. Merakımı hoşgörün 12 Eylül Anayasası hangi demokratik ortamda yapıldı. Bir referandum yapıldı da bizim mi haberimiz olmadı. Sanırım bizler biraz nankör oluyoruz. Öyle değil mi? Öncelikle bu bir parti seçimi değil bir referandum ve önümüze bir sandık koyulacak oylamamız istenecek. Peki neyi oylayacağız 12 Eylül anayasasının birkaç maddesini. Hani 12 Eylülde sizin bizim hiçbir fikrimizin sorulmadan dayatıldığı anayasa var ya onun birkaç maddesi. Hiç olmazsa önünüze bi sandık geliyor. Demokrasilerde böyle şeyler oluyor. Cevap 2: Yine yanlış hatırlamıyorsam biz milletvekillerimizi mecliste bizleri temsil etsinler bizlere vekil olsunlar diye seçiyoruz. Eğer yanılıyorsam lütfen bağışlayın. Bizim milletvekillerimiz değil bir yıl şurada üç -dört ay önce mecliste yoğun bir çalışmanın sonucunda bu maddeleri oyladılar ( ve hatta hiç unutmam parti kapatmayla ilgili maddede MHP ve BDP nin tavrı çok hoş bi görüntüydü. ( neden mi terör her ikisinin de işine yarıyor )) İktidar bu anayasa değişikliğini kendi içinde yaptım oldu deyip de önümüze getirmedi. Yine demokratik bir mecliste oylamalar neticesinde seçilen maddeler bu gün referandumda karşımıza getirilecek. ( Ey Halkımız biz mecliste görüştük bu maddeleri değiştirmek üzere huzurunuza getirdik. ) şeklinde demokratik ülkelerde olduğu gibi fikrimiz sorulacak. ( Siz ister EVET deyin isterseniz HAYIR ama fikriniz bizim için önemli denilecek Yanlışsam düzeltin lütfen. Ya ben tekrar etmek isterim 12 Eylül 1980'de sizin fikriniz sorulmuş muydu? Bakın demokratik ülkelerde olduğu gibi sizler fikirlerinizi rahatça yazabiliyor, söyleyebiliyorsunuz tabii ben de yine yanlışsam düzeltin lütfen şura da çok değil 10 - 15 yıl öncesinde şu an tartışabildiğiniz konuları ağzınıza alabiliyor muydunuz? Bir gazetenin manşetinden iktidara ya da gizli iktidar güçlerine bu kadar açıktan aleni sorularınız yazılabiliyor muydu? Toplumu bölmekten bahsediliyor: Allah'ım bu nasıl bir anlayıştır. Bu iktidar 8-9 yıldır bizi yönetiyor. Peki, bu bölücüler ne zamandan beri varlar ( 30 yıldır mı? 40 yıldır mı? 100 yıldır mı? ) söyler misiniz lütfen Madımak Oteli niçin yakılmıştı. Kahramanmaraş olayları neden çıkmıştı. Alevi Sünni çatışmaları, Türk Kürt çatışmaları, Sağ Sol kavgaları. Sayayım mı daha sizin bölmekten bahsettiğiniz ayrışmayı 150 - 200 yıl önceki güç odakları çoktan yapmıştı. Şu an ki bölünme mi? Yoksa bizi bölen bizi öteleştiren, bizi birbirimize fişlettiren, komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe düşüren 12 Eylül Anayasası mı? Uyanın artık körü körüne bağlılığınızı bi kenara bırakın ve çocuklarınız için daha yaşanabilir bir Türkiye için çabalayın. Cevap 3: Ordumuz: gururumuz, namusumuz, barışta güvercinimiz, savaşta aslanımız, kartalımız, bizim çocuklarımız. Hani bir zamanlar ben de şimdi olduğu gibi mensubu olmakla ( askerlik ) övünç duyduğum büyük gücümüz. Ona kim kem gözle bakarsa düşmanımız, onu yıpratmaya çalışanın belalısıyız. Da!!! Ya bu darbeleri kim yapmıştı. Hani köyümüzde bile yaşlıların ağızlarından bizzat dinlediğim o karanlık yıllar kimin eseri. Hani Kur-an'ı kerimlerin nereye saklanacağının bilinmediği yıllar, hani 16 yaşında bir çocuğu asmak için yaşını bile büyüttüğümüz yıllar, hani köye gelen çocuğumuz yaşındaki askerlerin küfür ve azarlamalarının altında bir hayvan gibi sıraya koyulduğumuz yıllar. Doğuda yapılanları hiç yazmıyorum. Daha da sayayım mı? Ordumuz bizi düşmanlara karşı savunmak için mi var yoksa bizi düzene sokmak için mi var? Her iki soruya da cevabınız çok önemli. Tabiî ki bu saydıklarım koca bir ordunun tamamını kastetmez. İçindeki çürükleri sizin de bildiğiniz gibi. de şimdiye kadar bu suçlardan yargılanan tek bir generali bırakın generali bir subayı duyduysanız ne olur yazın da biz de bilelim. Erin eline pimi çekilmiş el bombasını vereceksin dört askerin ölümüne sebep olacaksın ve buna eğitim diyeceksin, askerlerimiz kapana kıstırılmış fareler gibi çaresizce çarpışırken sen heron görüntülerini on dakikalık mesafede otuz ayrı noktadan izleyeceksin göz göre göre kınalı kuzularımızı ölüme göndereceksin bunun adı strateji olacak, binlerce yıllık savaş geleneğinden geleceksin," her Türk asker doğar" diyeceksin ama çobanla teröristi birbirinden ayıramayacaksın, kendi mayınınla kendi askerinin ölümüne sebep olacaksın. Ya!! Ben yazmakla bitiremeyeceğim bu örnekleri çok affedersiniz bu olanlarla ilgili hangi üst rütbeli askerimiz soruşturuldu? Hayır, askerden atıldılar da bizim mi haberimiz yok? Bak ben bi şey daha söyleyeyim de aklınız da bulunsun hani emekli olan generallerimiz ( şimdiye kadar ) emekli olduktan sonra ne iş yapıyorlardı. Hatırladınız mı? Yanlış bilmiyorsam eğer; yıllık ciroları bir ülkenin yıllık cirolarına denk gelecek büyük şirketlerde, firmalarda sizin hayalini bile kuramayacağınız dolgun dolgun maaşlarla çalışıyorlardı. Hem de hayatlarının hiçbir döneminde uğraşmadıkları uydurma departmanlarda. Niye mi? Askerin yapacağı ihaleleri bilirsiniz herhalde askerlik yaptıysanız. Artık bulmacanın bu kısmını siz tamamlayın olur mu? Bunlar ne zaman soruşturuldu, hangi general cezalandırıldı? Biliyorsanız ne olur yazın bilelim. Bunları söylüyorum yazıyorum çünkü ordumu seviyorum. Sevdiğim orduya layık olamayan çiğ süt emmiş olanları değil. İşte o çiğ süt emmiş olanlar ayıklansın diye EVET diyorum. Bu kısım yeteri kadar anlaşılır olmuştur umarım.
Cevap 4: Bu dokunulmazlıklar hep dile getiriliyor da. hayırdır bu ne çifte standart böyle az önce yazdığım ( Cevap 3 ' te ) askerlerin dokunulmazlıkları söz konusu olduğun da asker yıpratılmış oluyor da siyasetçi olunca ( sallandıracaksın bunu Taksim Meydanın'da ) oluyor. Öncelikle siyasetçilerin işlerini yapabilmeleri adına iktidarı, muhalefeti her ikisinin de dokunulmazlıklarının görevleri başındayken kaldırılmasının ülkeye ne kadar zarar vereceğini düşündünüz mü? Sabretmek o kadar zor mu ki nedir bu aceleniz? Bu iktidar ebediyen kalacak değil. Bu başbakan ebediyen başbakan olacak değil. Sabredin şurada genel seçimlere ne kaldı ki. zaten bu konunun referandumla alakasını da hiç anlayabilmiş değilim. Hakimler ve savcılar yüksek kurulunu ele geçirmekten bahsediliyor. Hayırdır kimin elindeydi ki zaten. Bizim Hakim ve Savcılar yüksek kurulumuz Yunan Hukukçularından, Rus hukukçularından oluşuyordu da onlardan mı geri alıyoruz ya da görevi yeni devralacak hukukçularımız yurtdışından mı getiriliyor. Bizim Hukuk fakültelerimizden mezun olmadılar mı bu hukukçular. Neyi ele geçiriyorsun, kimden alıyorsun bu ne telaş bu ne gaflettir ki kendi insanına önyargıyla bakabiliyorsun. Hangi kararlarını gördün de gelecek olanları şimdiden beğenmiyorsun. Dindarlıktan mı bahsedilmiş. Allah aşkına güldürmeyin beni: iktidara talip olan müzmin muhalefet dindarlığı nasıl bir oyun gibi gördüğünü anlayamamış olmanız ne acı, bu ne gaflet, bu ne delalet: - ramazanda camileri iktidara bırakmayın - başörtüsü meselesini biz hallederiz - çarşaf açılımı - camii açılımı - ramazan da içki içmeyi aman ha Müslüman gibi davranın bir iki ay sonra içersiniz doya doya Bunları söyleyenlerle HAYIR diyenler nasıl olurda aynı safta yer alır. Allah aşkına biri mantıklı bi şeyler yazsında biz de bilmediğimizi öğrenelim. Dindarlığı kim kullanıyormuş bilelim. Kul hakkı yiyen, hırsızlar, yolsuzlar. bu kısmı referandumla bi türlü alakalandıramadım zaten. Ne alakası var. Bunun seçimi yapılmıyor ki tekrar hatırlatayım 2011 sizin bahsettiğiniz bu konuların seçimi olacak. İşte o zaman hep beraber hırsızlara kul hakkı yiyenlere hayır diyeceğiz. Hem o zaman gelecek iktidar da kendi savcılarını hukukçularını göreve getirir. Hep beraber yüce divana göndeririz. Ama bunun seçimi yapılmıyor ki. Tüm bu yazdıklarımdan bir şey anlaşılamadıysa artık davul zurna mı dersiniz. Bakar kör mi dersiniz. İdrak eksikliği mi dersiniz. Bilemem Ama bildiğim bi şey var ben yolsuzluklara, hırsızlıklara, hak yiyenlere, kanunsuzlara evet demiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisini anayasa değişikliğine canı gönülden EVET diyorum.
Sevgi saygı ve hürmetle
Yunus KOŞAR Türk Dili ve Edebiyatı Öğrt. www.yunuskosar.com www.yunuskosar76.com
BU hazırlanan değişiklik paketinde toplum yararına ne var değişen değinizki şu var, Bu pekti hazırken meclis Anayasa komisyonu nasıl oluşturuldu. üyeler kimlerdi? ve diğer siyasi parti temsilcilerinin getirdği değişiklik önergelerinin kaçta kaçı komisyona girebildi. hazırlanan paket üzerinde muhalefetin toplam sayısı hükümetin komisyon üye sayısının kaçta kaçı idi.? Bunlardan da bahsedermisiniz. Sonra Meclis oylamasından bahsediyorsunuz. Hükümetin meclis çatısı altında oluşturduğu komisyon muhalefet temsilcilerinden ve bu işin uzmanı meclis dışı hocalardan destek aldılarmı? Hazırlanan bu paketin değişen madeleri Bu ülkenin ne kadar yararına olacak.... Bu deişiklik paketi sizce 12 Eylül 1980 anayasası maddelerine göre farklılık arzediyorumu? Yoksa değişiklik yalanı altında halkımı kandırıyorlar.? Halkın %3 ü bu maddeleri bilmiyor bilsede farkı anlayamaıyor çünkü iyi yönde farklılık yok. Bu değişiklik değildir. 12 Eylül 980 üzerinden pirim yaparak halkı kandırmak ve kendilerini test etmektir. Vekillerin dokunulmazlığı kaldırılcak değişkliği ile geldilerde Muhalefet omazmı dedi? Çok uzun cevabımı hafta içi vereceğim. Size çok teşekkür ediyorum. Gerçek bir vatandaş bu dur diyorum. Ulusal meselelere duyarlı bilgiyi paylaşan ve tartışan. Saygılarımla...