İnsanları birbirinden ayıran en belirgin özelliklerinden biri hiç şüphesiz yaradılışlarından gelen farklılıklarıdır. Yüce yaradan halk ettiği her mahlûkata ayrı bir kodlama vermiş ki bu kodları artık günümüz bilim dünyası hayretler içinde görmektedir. Yeryüzünde yaşayan ten rengi birbirinden faklı, kaş yapısı farklı, göz yapısı farklı yüzlerce topluluk vardır. Bu toplulukları birbirlerinden ayıran tek özellikleri görünüşlerindeki bu farklılıklar da değildir. Yüzyıllar ötesine dayandırdıkları kültürleri gelenekleri ve en önemlisi dilleridir. Mensubu olmakla her zaman övünç duyduğum aziz milletimin de diğer milletlerden ayrılan en önemli farkı dilidir. Tarihin bilinmeyen dilimlerinde başlayan geçmişimizin günümüze kadar dilden dile gelen en önemli miraslarından atasözlerinde, masallarda, destanlarda Türkçemizin duruluğunu, anlatım gücündeki dayanılmaz rahatlığını, tabiatın kucağından almış olduğu tabiatla iç içe olan ses ve ahenk yapısını hemen hiçbir dilde bulamazsınız. Bu zenginliğimize rağmen bu en önemli mirasımıza bu kadar duyarsız kalmış olmamız, onu bu kadar sahipsiz bırakıyor olmamız ne kadar hazindir. Şehirlerimizin en canlı alışveriş caddelerine şöyle bi bakıldığında mağazaların isimlerinin yabancı kelimelerden oluştuğunu, büyük binaların içinde, toplumsal yoğunluğun bulunduğu merkezlerde, şehir içi ve şehirlerarası yolculuklarda yön tayinimizi kolaylaştıran tabelaların altında bile İngilizce isimlerinin yazılı olması, yurtdışına çıkan futbol elçilerimizin gittikleri ülkenin dilini öğrenmekte ne kadar hevesli olduklarını, üniversitelerimizde akademik kariyer yapma şartının neredeyse İngilizce bilmeye bağlı olduğunu görmek acaba dünyaya uyum sağlamanın bir gereğimidir yoksa yüzyıllardır insanımıza verilmeye çalışılan batı medeniyeti karşısında alçaklık duygusunun verilmeye çalışılmasının bir tezahürümüdür. Artık televizyon sayesinde neredeyse dünyanın gündemini evimizde koltuğumuzda seyredebiliyoruz. Ben diyorum ki: acaba Almanya'da yaşayan yoğun Türk Nüfusu için Almanya büyük binaların içinde, toplumsal yoğunluğun bulunduğu merkezlerde, şehir içi ve şehirlerarası yolculuklarda yön tayinini kolaylaştıran tabelaların altında Türkçe isimlerde kullanıyor mu? Ülkemizde değişik takımlarda yıllardır hizmet eden futbol adamlarının öğrenilmesi çok kolay olan dilimizi neden öğrenmezler hatta konuşabilecek kadar bilmelerine rağmen demeç verirken neden kendi dilleriyle konuşurlar? Ülkemizde akademik kariyer yapan yabancı öğrencilerin Türkçemizi öğrenme zorunlulukları var mı? Bu sorulara verdiğiniz cevabın hayır olduğunu duyar gibiyim. Son günlerde ekranlardan, gazete köşelerinden ülkemizde ikinci bir resmi dil oluşturma çabasında olanlara nefretle baktığım gibi bu tip yeltenmelere çanak tutanları bir o derece Türkçeme ihanetle suçlamak istiyorum. Bin yıllar ötesinde Bilge Kağan, Yüzyıllar ötesinden Kaşgarlı Mahmut, on yıllar ötesinde Gaspıralı İsmail ve adını yazmakla bitiremeyeceğim Türkçe sevdalısı kan grubu Türkçe olan bu insanların duyarlılığına bu gün bir kez daha ve her zamankinden daha ziyade ihtiyaç vardır. Dilimize sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmakla eş değerdir. Bizi biz yapan en önemli varlığımız dilimizdir. Damarlarımızda taşıdığımız asil kan grubu Türkçedir. Bu anlamda esnafımız dükkân açıyorsa ismini Türkçe koymalıdır. Öğrencilerimiz, gençlerimiz yabancı edebiyatları tabiî ki okumalı ama öncelikle milli heyecanımızın milli zevkimizin ürünü olan Türk klasiklerini okumalıdır. Ülkemize gelen yabancı öğrencilere mutlaka Türkçe öğretilmeli bunun için teşviklerde bulunulmalıdır. Futbol ya da sanat elçilerimiz milletimizi temsil ederken ana dilimiz Türkçemizle temsil etmelidir. Uluslar arası yarışmalara sonuncu olacağımızı bilsek dahi Türkçemizle çıkmak Türkçemize olan güvenimiz göstermeliyiz. Bunun gibi daha sayabileceğim o kadar çok Türkçe konuşma Türkçe Düşünme Türkçe davranma örneği vardır ki bu ancak bir türkün sahiplenebileceği önemli bir vazifedir. Milletimin her bir ferdini dil milliyetçiliğine davet ediyorum. Çünkü Türk milletinin kan grubu TÜRKÇE' dir.
cok güzel yazmisin kardesim,ama bu dediklerini uygulamak icin ilk önce egitim bakanliginin tekrar milli egitim bakanligi olarak degistirilmesi gerek oda türklügü gocunulacak kimlik olarak gören zihniyetsizlerle nekadar mümkün acaba?