Saygıdeğer Haluk beyin Ölümle yüzleşebiliyormuyuz başlıklı yazısına bu yazı ile destek veriyorum.
"Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi"... !
Ankebut suresi 64
Değerli Kuyucak' lılar;
Yaşantımız amacımızdır,amaç ise ne için yaşandığına bağlıdır.Önümüzde hiç unutmamamız gereken, ama aksine, unutmak için ne lâzımsa yaptığımız büyük bir hakikat var:
Ölüm.
İçinden çıkamadığımız durumlarda, bazen yaptığımız bir yanlış ortaya çıkmak üzere iken istem dışı hareketle yaptığımız gözlerimizi kapatmak değilmidir?
Peki gözlerimiz kapandığında var olan hakikatı değiştirebildikmi?
Gizlemeye çalıştığımız hakikat yada hakikatler daha büyük tepkilerle karşımıza çıkmadımı?
Öyle ise, ölüme sırt çevirip yarını düşünmekten kaçan insanlar, hakikatin farkına neden varamazlar?
Derdini unutan bir hasta kısa bir süre rahat edebilir. Ama bu rehavet yada boşvermişlik duygusu, hastalığın daha da ilerlemesine yol açar. İmtihanları unutmak, öğrenciye, geçici bir eğlence fırsatı verebilir. Ama bu gafletin sonucu olarak ortaya çıkan kalıcı pişmanlıklar almazmı?
Şair Necip Fazıl der ki; Neye yaklaşsam, sonu ayrılık ve kırgınlık. Anladım ki, Mevla'dan başkasına yokmuş yakınlık
Ne zaman der Fazıl?
Fırtınalı bir yaşamın sonunda...
Nereye gitsek, neyin arkasına saklansak, hangi eğlenceye dalsak, onu unutmak için nelerle oyalansak netice değişmiyor. O hakikat yani ölüm meleği her zaman yanımızda ve bize aldığımız nefesten daha yakın.
O halde ölümden kaçmak akıllılık değil.
Akıllılık; ölümü sevmek ve ruhumuzu ölüm meleğine kirsiz, lekesiz teslim etmeye çalışmaktır.
Ölümle ilgili şu Hadis-i Şerif hayatın özetini nasıl anlatıyor...
"İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar."
Düşünün; dünya döndükçe ve insan yaşadıkça süreki değişiyor. Hücreler bir yandan ölürken bir yandan da yeni hücreler yaratılıyor. Ve insan bütün bu olup bitenlere seyirci kalmaktan öte bir şey yapacak halde değil..
Hepimiz bir gün ölümü tadacak, yâni ruhun bedenden sıyrılıp çıkmasına şahit olacağız. Artık ne gözümüz görecek, ne kulağımız işitecek. İnsanın yarılanma ömrü tamamlanmış, yeniden değerleme oranı sıfırlanmış, amortismanlar ayrılmış ve Bilançonun pasif kısmında da insan denen varlığa yer kalmamıştır artık.
Kısaca
Hepsi bitecek, Ve bedenimiz gömülecek toprağa...
Bakara Suresi 156. ayet te geçen "inna lillahi ve inna ileyhi raciun " ayeti kerime derki;
"Ondan geldik, dönüşler onadır"
Hayatımızın özetide bu aytettir.
"Geldik ve gideceyiz".
Bir mahşer yolcusu olarak, kısa yaşamda en iyi şekli ile yaşamak sonsuz hayatımızı kolaylaştıracaktır....
Saygılarımla...
Eyüp Öztürk