Demokratik açılım konusunda önemli adımların atılacağı bir dömeme giriliyor. Haber 7 yazarı Mehmet Acet, bu açılımların neler olabileceğine ilişkin neler olup bittiğini gözlemledi ve yazdı. Acet, PKK'nın dağdan inmesinin tarihini verdi.
Artık herkesin bildiği gibi demokratikleşme açılımının temelde iki ayağı var.
İçeride kürt sorununun çözümüne dönük atılacak olan adımlar ve eş zamanlı olarak PKK'nın Kandil'den indirilmesi.
Projenin ikinci ayağı büyük ölçüde dış politika alanına giriyor.
İşte bu nedenle özellikle önümüzdeki haftadan itibaren kritik bir dönem başlıyor.
Görüştüğümüz başbakanlık kaynakları, Erdoğan'ın Irak gezisinin son yılların en önemli dış gezilerinden biri olacağı bilgisini veriyor.
Geziye verilen önem PKK'yla mücadele konusuyla sınırlı değil.
Çok çeşitli başlıkları olan, ikili ilişkilerde yepyeni bir devir açacak bir dönemin temelleri bu gezide atılacak.
İşte bu ziyaretin sonrasına denk gelen dönem için Başkent'te çok önemli bir beklenti var.
Kandil'deki PKK'lıların bir bölümünün dağdan in-diril-mesi.
Bu bilgiyi alınca heyecanlandığımı gören muhatabım, beklentiyi biraz düşürmek için olsa gerek, rakamlardan söz etmeye başladı.
"Öyle binlerle ifade edilebilecek bir rakam değil henüz" dedi. "Ama önemli miktarda PKK'lının dağdan inmesini bekliyoruz" diye ekledi.
Aldığım bu bilgiler, bir gün önce konuştuğum ve bu konuda sürecin aktörlerince görüşleri kıymetli bulunan Prof. Doğu Ergil'in söylediklerini hatırlattı.
Bundan sonra neler olacağını düşünüyorsunuz diye sorduğum Ergil, benzer bir analiz yaptı.
"Önce dağdaki PKK'lıların bir kısmı aşağı inecek. İçeride kürt sorununun çözümüne dönük adımlar atıldıkça geri kalanlar da, peyder pey silah bırakmaya başlayacaklar. Projenin iki ayağı eşgüdümlü bir şekilde devam edecek."
"Önümüzdeki 2-3 ay bakın neler olacak" diyerek etrafa umut dağıtan bir başka yetkilinin bu sözlerini hatırlamanın tam sırası olsa gerek.
2-3 ay, yani yılbaşına kadar, projede somut ilerlemeler bekleyebilirsiniz.
İşte tam da bu noktada diğer partilerden umudunu kesen hükümetin, CHP'yi projeye katkı vermeye zorlaması büyük önem taşıyor.
Başbakan Erdoğan'ın Baykal'a gönderdiği mektubun içeriğinde bu konular var mı bilmiyoruz ama, açık kapı bırakmakla birlikte henüz görüşmeye yanaşmayan CHP liderinin önümüzdeki süreçteki tavrı da büyük önem taşıyor.
Daha önce "hele silahlar sussun, genel affı bile konuşuruz" diyen Baykal'ın, önemli miktarda PKK'lının dağdan inmeye başlamasıyla bu "yeni durumu" nasıl değerlendireceğini merakla bekleyeceğiz.
CHP'nin tutumu çok önemli.
Zira, projenin nihai başarısı, içeride atılacak adımların ne kadar cesur olacağıyla doğrudan ilintili.
Tuzu kuru olsaydı, CHP yine yan çizer diyebilirdik ama kendi tabanının yarısının projeye destek verdiğini düşünürlerse, belki bu defa biraz olsun esneklik gösterebilirler.