Miryokefalon Savaşı'nın Yalvaç adına tescillenmesi için bu konuda yapılmış çalışmaları dekteklemeyi sürdürüyoruz.
Bir diğer çalışma merhum H.Hüseyin YAPRAKÇI'nın SULTANDAĞI GEÇİDİ SAVAŞI isimli çalışması...
Eski Belediye Başkanlarımızdan Avni Durucan zamanında 23-25 Mayıs 1983 tarihlerinde düzenlenen YALVAÇ ANTIOCHEIA I. KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ vesilesiyle bastırılan eserden alınan çalışma şöyle:
SULTANDAĞI GEÇİDİ SAVAŞI (Myriokephalon Savaşı)
Türkler'in Antiokheia'ya (Yalvaç'a) gelip yerleşmelerinden sonra tekrar buradan sürüldüklerinde dair kaynaklarda hiçbir kayıda rastlanmamaktadır. Halen Yalvaç'ın sakini olan Türkler'in o devirde gelip yerleşmiş olması çok muhtemeldir. Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlılar zamanında Yalvaç'ta Türk olmayan unsurların sürüldüğüne ait hiçbir kayıt da olmadığına göre buradaki Rum ve Ermeniler'in ilk gelen Türkler tarafından uzaklaştırılmış olması tek ihtimaldir. Zira bugün dahi Türk olmayan unsurlar yoktur. Guillaume de Tyr, ayrıca Arap kaynakları Haçlıların Toroslar'ın kuzeyinden geçerken, Dazkırı, Çay tarafından Türkler'in küçük kümeler halinde bulunduklarını kaydettikleri dikkate alınırsa, büyük kültenin Yalvaç'a gelmiş olduğu anlaşılır. Bu Türkler'in de Bizans kaynaklarının "Galabaç" diye adlandırdığı beyin başkanlığında gelen Türkler olması kuvvetle muhtemeldir. Zira o devirde bu bölgede ülke arayan başka bir Türk beyinden bahsedilmemektedir. Buna göre hizmeti ile minnettar olduğumuz Naci Kum'un dediği gibi:
"Mösyö Arundel'in, bir Hıristiyan rahibi olmak sıfatıyla vaktiyle dini bir kutsiyeti haiz olan Yalvaç hakkındaki temessüsatı çok görülmemelidir. Mateşekkür Türk'ün temsil kuvveti burada bir tek Hıristiyan bırakmamıştır." diye ifade edilen Türkler Yalvaçlılar'dır.
Sze Polis kalesi Bizans'a bağlı ise de Antiokheia (Yalvaç) Türkler tarafından istila edilmiş haçlı ordularının bazı kolları Kudüs için aynı sarp geçitlerden geçerken büyük zayiata uğramış olduğundan ilk kurtarılacak olan yer Antiokheia'dır. Manuel Kommenos'un büyük ordularla Türkler'den geçitleri temizleyip Antiokheia'yı ziyareti en azından daha önce orada hizmet etmiş Havarium'ların hatırasına hizmetle onların manevi ruhlarından güç kazanmak saiki ile izah edilebilir. Onun için Haçlı savaşları tahrikçisi Guillaume de Tyr, "Myriokephalon Savaşı'nda bu sefer talih Hıristiyan ordularına karşı oldu" demişti.
Sultandağı Geçidi Savaşı ile Hıristiyanlığın kutsal şehri Antiokheia'nın Yalvaç olarak kalışı temin edilmiştir. Bu olay İslam aleminde çok büyük yankılar uyandırdığından, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Aslan'ın bir gayesinin de dini olduğu anlaşılacaktır.
SAVAŞ TARİHİ
Bizans ve Arap kaynaklarında savaş zamanı olarak 1176 yılı gösterilmiştir. F.Taeschner, Sultandağı Geçidi Savaşı'nın (Myriokephalon Savaşı'nın) 17 Eylül 1176'da yapılmış olduğunu ifade etmektedir. Tarih otoritelerinin hiçbir itirazda bulunmadığı bu tarihi biz de savaş olarak kabul etmekteyiz.
SAVAŞ BÖLGESİNİN TAYİNİ
Savaş zamanından kalma kaynaklarda, sonuç Bizans ve Hıristiyan aleminin aleyhine olduğu için geniş bilgi verilmemekte, "1176'da Türkler'le İmparatorluk arasında savaş yeniden patladı ve bu sefer talih Hıristiyan ordularına karşı oldu. Bu ordular Phrigia dağları geçitlerinde perişan edildiler." denilmektedir. Önce savaş alanı Phrigia dağ geçitlerinden herhangi birine atfedilirken, sonra savaş dolayısıyla adından bahsolunan yerlerin tayini ve Phirigia'ya dahil olup Bizans hududu dışına kalan yer aranmış ve bulunan yerin Myriokephalon (Sultandağı Geçidi) olduğuna hükmolunmuştur.
Phrigia dağları, Heradotes haritasında Menandros Çayı'nın güneyinde doğuya doğru uzanan ve Antiokheia'nın kuzeyinden geçen dağ silsilesidir. Strabon, Pisidia, Phrigia ilişkilerini izah ederken Paluria'nın Phrigia dağları üzerinde bulunduğunu, doğudan batıya uzanan bu dağın 20 derece tarafında iki büyük ve geniş ova bulunduğunu, kuzeydeki ovanın ortasında Phromelium (Akşehir), güneyindeki ovanın Escanius ve bu ovanın dağsalında Antiokheia kentinin bulunduğu ve Phrigia'ya dahil olduğunu belirtir. Soublaion, Sza Polis-Bizans hududu içinde olduğuna göre bunlara yakın ve bunun dışında bir yer olması gerekir. Savaş Phrigia dağ geçitlerinde Myriokephalon yayında dendiğinde, Myriokephalon'un da Sultandağı Geçidi manasına geldiğine göre, savaş bölgesinin Sultandağları'nı Phrigia'ya dahil kısmında olması gerekir.
Sultandağları kayalık olup birkaç yerinden geçilebilmektedir. Daha ziyade bu geçitleri takip eden dağ yolu üzerindeki köylerin kendilerine mahsus manalarını incelemek gerekir.
YALVAÇ'TA KÖY VE KASABA İSİMLERİ
YALVAÇ, Galabaç veya Yalvaç adlı bir beyin kurmuş olması muhtemel şehirdir. Kuruşunun ortalama Miladi 1100 yıllarında olduğu tahmin edilmektedir.
"Yalavac", Yalavı kökünden türetilmiş bir kelimedir. Sıhri bir aktivitenin failini ifade eder. Halk arasında inandırıcı manasında "Yalavıcı" halen kullanılmaktadır. İlk peygamberlerden olup da Nuh Tufanı'ndan önce yaşamış Oğuz Kağan'ın temsilcisinin adıdır. Buna göre Yalvaç hem Hıristiyanlık, hem de Oğuzlar tarafından kutsal bir yerdir.
YARIKKAYA, Sultandağı üzerinde bir köydür. Adını kırılarak çöken ve geçit veren kayanın horst bölgesinden alır. Bu çöküntü Yalvaç'a kadar devam eder.
KÖSTÜK, Yarıkkaya'nın güneyinde aynı vadi üzerinde bir dağ köyüdür. Öztürkçe bir isimdir. "Yoğurkanda artuk adhak kösülse üşüğür" (Ayağını yorgandan fazla uzatsa üşür) sözü Divan-ı Lügat'it-Tük'ten alınmıştır. Halk arasında halen "Çocuğu yorgana köstüm (uzattım)" şeklinde kullanılan bir kelimedir. "Köstük" şeklinde, ismi çoğul halinde köy adı olarak kullanılışı burada bir savaşın olması ve düşmanı kılıçtan geçirilerek uzatılmasını ifade edebilir.
SURK, Yarıkkaya-Yalvaç arasındaki derede bir dağ köyüdür. Surk kökünden "Surkaç" veya "Surkaçlanmak" gibi kelimeler üretilmektedir. Surkaç, bir çeşit zamk olup, kılıç, hançer ve keski gibi şeylerin saplarına sıkıştırılır. Bir bakıma kılıç kabzelerinin düşman kanıyla bulandığı yerdir.
SAĞIR, uç ve hudut beyi veya bölgesini iade eder. Kaynakların büyük bir kısmında rastlanan bir köyümüzün adıdır. Sağır Köyü'nün uç veya öncü kol olarak görevlendirilenlerin köyü olması ihtimal dahilindedir.
TERZİLER, Yarıkkaya-Yalvaç arasındaki vadinin şehre yakın köyüdür. Halen Terziler boğazından akan su, Akköprü ve Salur'un arazisini sulamaktadır. "Erincak/Alıncak, Arcez/Erciş, Urha/Urfa, Aguvang/Ahlat" misallerinde olduğu gibi eski adların Türkçeleştirilişindeki ses uyumuna bakılırsa "Terziler" adının "Tzybritze"den dönüşüm yaptığı anlaşılır.
KIRKBAŞ, Karamık-Yalvaç arasındaki vadiyi çevreleyen tepelerin güney yönünde bir köydür. Hanlar hanı Salur Kazan Alp'in üç yüz sırma elbiseli yiğidi, Salgurların beyi olan oğlu Ulus'un Kırkbaş kulu bulunurdu. Kağan, savaşlara, sonraları Hassa ordusu adı verilen bir kırkbaş sırmalı elbiseli askerleriyle giderdi. Bu itibarla Kırkbaş Köyü adının, Kırkçeri (asker)'li handan ileri geldiği söylenebilir.
MISIRLI, Karamık-Yalvaç arasındaki vadiyi çevreleyen dağların güney yönünde olup, daha ziyade Kumdanlı ovasının doğu uzantısıyla ilişkilidir. Namık Kemal'in "Musırrın sabitim ta can verince halka hizmetle!" mısraında olduğu gibi, iman ve inancının fedaisi manasına gelir. Yani Musırrın, fedailerin bulunduğu yerdir.
DÜZKIR, Yalvaç'ın kuzeyinde kekik otunun çokça hüda-ı nabit bulunduğu çorak düzlüktür. Antiokheia (Yalvaç) tepesinin batısından kuzeyine kadar uzanan ovadır.
Savaş bölgesi ve yerinin tayininde, I.Manuel Kommenos'un gayesinden faydalanmamız gerekir. II. Kılıç Aslan'ın elçisine söylenen "Konya'da buluşuruz" sözünden savaş yerinin Sultandağı-Konya yolu üzerinde olması anlaşılabilir. Bunun dışında olamaz. Karamık, Yarıkkaya ve Akbel'in üzerinde bulunduğu dağ silsilesinin "Sultandağı" diye adlandırılmasında şimdiye kadar hiçbir ihtilaf doğmamıştır.
Sultan Dağları'nın üç tane kayalık sarp geçidi vardır. Biri, Hoyran Gölü'nün kuzeyindeki kayalık geçittir. Bu geçitten Kumdanlı düzlüğüne, oradan da Yalvaç'a inilir. İkincisi, Karamık beli olup Sağır, Körküler ve Terziler vadisi ile dağ yolundan geçer. Diğeri ise, yolları çubuk başında birleşerek Akköprü'den geçer. Düzkır'da Yarıkkaya yolu ile birleşir. Yarıkkaya vadisinden Akköprü çayı akar. Hisarardı'dan gelen Eymür çayı ile birleşerek "Dozdoğan Çayı" adını alır.
Uçbey, fedai, büyük bir kütlenin uzatıldığı Köstük, düşmanı sıkıştırılıp bulunduğu yere mıhlandığı Surk, hanı ifade eden Kırkbaş, Hanlar hanını ifade eden Altıkapı, savaş olayının Türklük geleneğine göre Türkçe ifadesidir. Yalvaç ve Men mabedi kutsallığın timsalidir. Yalvaç, daha önce ve sonra tarihin hiçbir çağında savaş alanı olmadığına göre, bu köy ve kasabalar adlarını ancak ve ancak Myriokephalon Savaşı dolayısıyla almış olmalıdırlar. Ayrıca Türklüğün mukadderatı ile ilgili savaş izlerini hatırlatacak böyle isimler taşıyan başkaca şehir veya kasaba da yoktur.