BİZLER DİNİMİZİ YANİ İSLAM’I, NEREDEN ÖĞRENMELİYİZ VE YAŞAMALIYIZ?
Değerli dostlarım, sizlere bir soru sorsam ve desem ki, bizler dinimizi yani İslam’ı kimden ya da nereden öğrenmeliyiz? Allah’ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an’da mı, yoksa asla doğruluğundan emin olamayacağımız rivayetlerden ve mezheplerin dine yaptığı ilavelerden mi? NE DESİNİZ? Allah bu konuda ne diyor desem ne dersiniz? Sanırım ilk cevabınız bizlere öğretilen, din adamlarından öğrenmeliyiz olacaktır. Ama hatırlatmak isterim, İslam dininde yani onun kanunlarının yazılı olan Kur’an’da, DİN ADAMI diye bir sınıfın asla olmadığını bizzat Allah söylüyor ve diyor ki BEN RUHBAN SINIFI DİYE BİR SINIF EMRETMEDİM. Buradsan şunu çok açık anlıyoruz, dinimizi öğrenmemiz için Allah herhangi bir kişiye yada sınıfa bizleri yönlendirmemiş. Bu örneği verirken Rabbimiz, ben din adamı yani ruhbanlık emretmedim, ruhbanlığı kendileri oluşturdular. Önceleri iyi niyetle yapılan bu çalışma, daha sonra maddi çıkarlar için kullanıldı diyerek, bu tehlike konusunda Allah bizleri uyarıyor.
Bu durumda nereden öğreneceğiz dinimizi? Kur’an’ı anladığı dilden dikkatle, ayetler üzerinde düşünerek okuyan bir Müslüman, bu sorunun cevabını Kur’an’dan alır. Allah çok açık bizleri KURAN’DAN İMTİHAN ETTİĞİNİ söylüyor ve bizlerie yalnız KUR'AN'IN İPİNE SARILIN emrini veriyorsa, bu imtihanımızı asla birilerine havale edemeyiz, bizzat bizler çaba gösterip bir öğrenci misali dersimize çalışarak KUR’AN’DAN İmanımızı yaşamalıyız. DAHA AÇIKÇASI ALLAH, İSLAM'I YAŞARKEN BİZZAT KENDİSİNE YÖNLENDİRİYOR BİZLERİ. Demek ki imanımızın tek kaynağı Kur’an’mış. Bu sorumuzun cevabını daha detaylı, Kur’an’dan birlikte almaya çalışalım. Tabi önce istisnalar hariç, aklı başında okuma yazması olan, bir Müslümanı düşünerek Kur’an’a bakalım. Bu konuda Allah’ın ilk uyarısı Nahl suresi 98. Ayetinde uyardığı gibi, Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, kafamızdaki tüm batıldan hurafeden kurtulup, YALNIZ ALLAH’A GÜVENEREK, YALNIZ ALLAH’A DAYANARAK, ONA SIĞINARAK KUR’AN’I OKUMAYA BAŞLAMALIYIZ. Eğer Kur’an’ı anladığımız dilden okumaya başlamadan önce, bizlere mezheplerin dinin emri diye öğrettiği rivayetlerden kurtulmadan Kur’an’ı okumaya başlarsak, onların etkisinde kalırız. Günümüzde olduğu gibi asla doğru anlayamayız, Allah’ın ayetlerini inandığımız rivayetler ışığında tahrif ederek, anlamlarını değiştirerek ALLAH’A ŞİRK KOŞAN MÜŞRİKLERDEN OLMAKTAN, ASLA KURTULAMAYIZ.
Allah bu konuda ayetlerinde bizleri uyarıyor ve ne diyordu? “EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN ASLA ARDINA DÜŞMEYİN, BUNUN HESABINI SORARIM.” Enam 114. Ayetinde nasıl uyarıyordu bizleri. "ALLAH SİZE KİTABI DETAYLANDIRILMIŞ BİR HALDE İNDİRMİŞKEN, ALLAH’IN DIŞINDA BİR HAKEM Mİ ARAYAYIM?" Şunu çok net anlıyoruz, din adına hakem Allah’tır onun kitabı Kur’an’dır, çünkü Rabbimiz BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM diye bizleri uyarıyor. Demek ki Allah’ın ayetlerini, Resule ait olduğu iddia edilen ve Kur’an’ın bahsetmediği rivayet hadisler ışığında anlamamız doğru olamayacağı çok açık anlaşılıyor. Bizlere yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz ve sizler Kur’an’ı okuduğunuzda Kur’an’ı anlayamazsınız diye öğrettiler. Çünkü ayetleri Allah’ın Resulünün rivayet hadisleri açıklar. Hadis ilmini bilmeyen Kur’an’ı anlayamaz diyerek, DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYETLERİ ADETA İLİM YAPIP, ALLAH’IN EŞİ BENZERİ OLMAYAN NURU KUR’AN’I, BU RİVAYETLERİN ANCAK ANLAŞILIR HALE GETİRDİĞİNİ AÇIKLADIĞINI SÖYLEMEK, ALLAH’A VE ONUN KİTABINA YAPILABİLECEK, EN BÜYÜK SAYGISIZLIKTIR.
Bu durumda Kur’an’ı nasıl anlayacağız ve İslam’ı nasıl yaşayacağız sorusunun cevapları, sanırım çok daha net anlaşılmaya başladı. Bizler bu konuyu doğru anlamak istiyorsak, inancımızı yaşarken kime güveneceğimize önce doğru karar vermeliyiz. Allah’a yani onun kitabı Kur’an’a mı, yoksa Resule ait olduğu iddia edilen rivayet hadislere, mezheplerin cemaat ve tarikatların öğrettiği rivayetlere mi? Burası çok önemli. Tabi bu soruma eminim herkes elbette Allah’a, onun kitabına güveniyoruz diye cevap verdiğinizi biliyorum. Acaba verdiğimiz cevabı, imanımızı yaşarken de bizzat hayatımıza geçiriyor muyuz, yoksa inandığımız mezhep inançalrımızı yaşayabilmek için, Allah'ın ayetlerini görmezden gelerek, sözde mi kalıyor bu inancımız burası önemli. Kur’an’a baktığımızda Allah’ın Resulü, yalnız Kur’an’a güvendiğini anlıyoruz, çünkü ayette BEN YALNIZ SİZLERİ KUR’AN İLE UYARMA GÖREVİ ALDIM DİYOR. Gelin şimdi ona bakalım, bu konuda Allah neler söylüyor bizlere.
“YEMİN OLSUN Kİ BU KİTABI ANLAYASINIZ VE HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIK, NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLADIK. BİZ KİTAPTA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK. YOKMU DÜŞÜNEN, AKLINI KULLANAN? KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZE AİTTİR”
Bu ayetlere benzer birçok uyarıyı Allah, tekrar ediyor Kur’an’da. Rabbimiz yemin ederek kendisini kefil şahit gösteriyor ve diyor ki, bu söylediklerimin kefili benim ki, anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, Kur’an’ı nice örneklerle açıkladık kolaylaştırdık, Kur'an'ın ipine sarılın. OKUYAN DÜŞÜNEN YOKMU DİYOR. Kur'an'ı aklı başında her iman eden anlayamayacak olsaydı, Allah düşün aklını kullan der miydi? Bu ayetlere iman eden sizlerin, şöyle bir düşünce hiç aklınızdan geçti mi? Kur’an kolayda ne kadar kolay, herkesin anlayacağı basit bir kitap herhalde değildir diye düşündünüz mü? Ya da Allah, ya bu sözünde durmaz da,(HAŞA) size şaka yaptım, ben Resulümü herhalde postacı diye göndermedim, onunda dinde hüküm koyma yetkisi vardı, yalnız Kur’an’dan sorumlu değildiniz. Kur’an’ın yanında, Resulümün dine yaptığı ilavelerinden de sorumluydunuz der mi? Yorumunu sizlere bırakıyorum, çünkü İslam'ı yaşarken bizler sanki bu düşünceyle yaşıyor gibi hareket ediyoruz. Eğer sizler, Allah’ın bu sözlerine güveniyorsanız, Kur’an’ı herkes anlayamaz, tek başına Kur’an anlaşılmaz, Kur’an’ı âlim olanlar anlar. Resulün rivayet hadisleri Kur’an’ı açıklar diye bilir misiniz? Bana belki kızan arkadaşlarım olabilir ama söylemek zorundayım, eğer bu hatayı yapıyorsanız, SİZ ALLAH’A ONUN KİTABINA GÜVENMİYORSUNUZ DEMEKTİR. Bakın Allah bizlerin nereye sarılmamızı istiyor. Sizce herkesin anladığı dilden dikkatle okuduğunda, anlayamayacağı bir kitap için Allah, bu sözü söyler mi? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Lütfen bizlere öğretilenleri önce kafamızdan silelim.
Allah apaçık bizlerin, Kur'an'a sarılmamızı emrediyor. Çok daha önemlisi Rabbimiz yemin ederek kolaylaştırdığı kitabı Kur’an’a sarılmamızı istiyor ama bu konuda kesin bir hükmünü de verip ne diyordu? SİZLERİ KUR’AN’DAN HESABA ÇEKECEĞİM. Çok daha ilginci, sakın dinde bölünmeyin dedikçe Rabbimiz, bizler Allah'ın ayetlerine kör ve sağır olmuşçasına, dinde bölündüğümüz mezhepleri savunabilmek için, DİNDE BÖLÜNMEKTE ZENGİNLİK BEREKET VARDIR, demekte bir sakınca görmüyoruz. Zerre kadar düşünen aklını kullanan Müslüman, doğruluğundan emin olmadığı, Kur’an’ın onayından geçmeyen hiçbir hadise/söze inanmaz ve şöyle söyler. MADEM RABBİMİZ BİZLERİN, EMİN OLAMAYACAĞIMIZ BİLGİLERDEN UZAK DURMAMIZI, YALNIZ KUR’AN’A SARILMAMIZI EMREDİYOR VE KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYOR. BU DURUMDA ALLAH SÖZÜNDE DURANDIR, KUR’AN’IN BAHSETMEDİĞİ TEK KELİMEDEN ALLAH BİZLERİ SORUMLU TUTMAZ. KUR’AN’IN EMRETTİKLERİ DİNİN EMRİDİR, EMRETMEDİKLERİ DİNİN EMRİ DEĞİLDİR.
Allah’a yani yalnız Kur'an'a güvendiğimizde işler o kadar kolaylaşıyor ki, bunu ancak aracısız batıl ve hurafeden uzak Kur’an ile buluşanlar fark edebiliyor. Batılı, rivayetleri din zannedenler, o bilgileri Kur’an’da arayıp bulamadıklarında, demek ki yalnız Kur’an ile İslam yaşanmıyormuş deyip işin içinden çıkıyorlar. Bu ve benzeri ayetleri din kardeşlerime hatırlattığımda, hep şöyle cevaplar alıyorum. “Hadi namazın rekât sayısını Kur’an’da bana göster bakalım, hangi duaları okuyacağımız yazıyor mu? Hacca gittiğinizde şeytan taşlama, hacerül esvet konusunda bilgiler nerede Kur’an’da? Kâbe’yi kaç kez tavaf edeceğiz, nerede Kur’an’da.” Örnekleri çoğaltabiliriz. Kur’an’da ALLAH’IN, HER ŞEYE GÜCÜ YETECEĞİNİ söylüyorsa, kuluna da sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an’ı açıklayıcı bir şekilde, detaylı gönderdiğine inanmayan, Allah’a sözde inanıyor demektir hatırlatmak isterim. Bunları söyleyen ve inananlar farkında değiller ama Allah’ı, açıklamadığı detay vermediği bilgilerden hesap soran konumuna getiriyorlar. Allah sıkıntılı bir durumda salatın/namazın kısaltılarak bir rekâtta bittiğinin örneğini, Resulü aracılığıyla Kur’an’da vermiştir. Normal bir zamanda ise asla bir sınırlama yapmayarak, tam bir şekilde yani gönlünüzden geldiğince yerine getirin diyerek bir sınırlama yapmamış, bizlere bırakmıştır. Haşa Allah eksik bıraktı da bunu birilerimi tamladı, lütfen kendimize gelelim. Hatırlatmak isterim kıyam, rükû ve secde ile yapılan salat, Allah’a yaptığımız bir dua olduğu gibi, bizzat kendisine her sabah güne başlarken ve her gün bitiminde kendisine şükranlarımızı sunduğumuz, onun şanını yücelttiğimiz şükrettiğimiz bir andır ki bu salat camide değil, herkesin kendi evinde, bulunduğu yerde yapacağı bir ibadettir. TOPLU İBADET YALNIZ CUMA SALATIDIR VE ÇAĞRILDIĞINDA İŞİ GÜCÜ BIRAKIP KATILINMASI EMREDİLİR, BURADA DA İMAMA UYULUR.
Allah’a namazımızda nasıl dua edip onu tesbih edeceğimiz, ondan nasıl yardım isteyeceğimiz konusunda, yüzlerce ayet örneği vardır Kur’an’da. Allah’ın dini İslam’ın, hiçbir eksiği yok ki ilave edilsin. Allah BİZ KİTAPTA HİÇ BİR EKSİK BIRAKMADIK DEDİKÇE BİZLER, ALLAH’I DUYMAZLIKTAN GELİYORSAK, EKSİKLİK VE HATAYI LÜTFEN KENDİMİZDE ARAYALIM KUR'AN'DA DEĞİL. Hac konusunda da çok detaylı bilgi verilir Kur’an’da, lütfen Kur’an’ı okuyalım. Şeytan taşlama ve benzeri batıl ilaveler Kur’an’ın özüne aykırıdır. Lütfen unutmayalım, Allah bir konuda herhangi bir emir vermediyse, o bizlerin serbest alanımızdır.
Şimdide bu konuda kafamızdaki, çok önemli soruya gelmek istiyorum. Aklı başında ama okuma yazma bilmeyenler bu durumda ne yapacak. Ne demiştik bu dünyaya imtihan için geldiysek, okuma yazma bilen aklı başında olan, Allah’ın Kitabı Kur’an’ı bir öğrenci misali her Müslüman okuyup dersini çalışacak ve Allah’ın doğru yolunu bizzat imtihanı gereği kendi bulacak demiştik. Elbette her insan aynı kapasitede değildir, anlayamadığını soracak araştıracak ama ilk önce Kur’an’ ile buluştuğundan dolayı, ona anlatılanları kontrol etme Kur’an ile karşılaştırma Furkan ile eğriyi doğrudan ayırma, yani sorgulama imkânı olacak, onun içinde asla Allah ile aldatılamayacaktır. Kur’an’ı anlayarak ve düşünerek okumayanın böyle bir özelliği asla olmayacaktır. Bu durumda, okuma yazma bilmeyen cahiller ne yapacak? Aslında Allah O soruya da cevap veriyor ve ne diyordu? ‘‘ALLAH KİMSEYE GÜCÜNÜN ÜSTÜNDE SORUMLULUK YÜKLEMEZ’’ (Bakara, 286) Demek ki herkes bu amaçla, kendi gücünü sonuna kadar kullanacak.
Bakın bundan daha açık ve net bir izah olabilir mi? Elbette böyle kişiler güvendiği en yakınlarından, Kur’an’ın emirlerini öğrenme çabasında olmalıdırlar. Bu durumda elbette sorumluluğun büyük kısmı, İslam’ı öğrenmeye çalışan kişiye, Allah’ın dinini anlatmaya çalışanların olacaktır. Okuma yazma bilmeyen kişinin de, elbette hiçbir sorumluluğu yok diyemeyiz. Ona da düşen okumayı öğrenme çabasında olmalıdır ki anlatılanların doğru olup olmadığını anlayabilsin. Allah bu konuda birçok açıklama yaparak, HER KULUNU ÇABASI VE KAPASİTESİ ÖLÇÜSÜNDE SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETMİŞTİR. Ankebut suresi 58. Ayetinde de, Allah biz kullarını neden yarattığı konusunda bilgi veriyor ve ne diyordu? “İNANIP YARARLI İŞ İŞLEYENLERİ, İÇLERİNDEN IRMAKLAR AKAN, İÇİNDE TEMELLİ KALACAKLARI CENNETTEKİ KÖŞKLERE YERLEŞTİRİRİZ.” Demek ki imtihanımızın özü, bu dünyada güzel şeyler yapmak, insanlara faydalı olmak başta geliyor. Bunu yapmak için okuma yazma bilmekte gerekmez. Yüce Rabbimizin bağışlayıcılığının ölçüsünü bizler hayal bile edemeyiz, onun için bizlere düşen görevi lütfen yerine getirmek için çaba harcayalım. Emin olmadığımız bilgilere kaynaklara değil, Allah'ın Resulünün bizlere tebliğ ettiği Kur'an'ı referans alarak İslam'ı yaşayalım. ÇABA VE GAYRET BİZDEN, YARDIM YÜCE RABBİMİZDEN. LÜTFEN ALLAH’A ONUN KİTABI KUR’AN’A GÜVENELİM, ÇÜNKÜ ALLAH’IN RESULÜDE YALNIZ KUR’AN’A GÜVENMİŞ VE BİZ ÜMMETİNE YALNIZ KUR’AN’I TEBLİĞ ETME GÖREVİ ALMIŞTI.
“BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)
“ALLAH'TAN DAHA İYİ, KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?” (Maide 50)
“SÖZ BAKIMINDAN ALLAH'TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” (Nisa 87)
Dilerim Allah’ın hak yolunu, Kur’an’dan öğrenme çabasında olarak emanetini teslim eden, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.