İslam’ı yaşarken eğer bizler, Kur’an’ı rehber almıyor Kur’an dışı bilgilere ve Allah’ın yanında edindiğimiz VELİ, ÂLİM, GAVS dedikleri kişilerin ardına düşüyor, İslam’ı onların sözleriyle yaşıyorsak, Allah’ın indirdiği İslam’ı asla yaşamıyoruz demektir. Bu makalemde bu konuyla ilgili, Zümer suresi 38. Ayeti sizlere hatırlatmak ve üzerinde düşünmenize vesile olmak istiyorum. Önce ayeti yazalım.
Zümer 38: Ve eğer onlara “GÖKLERİ VE YERİ YARATAN KİMDİR?” DİYE SORSAN, KESİNLİKLE “ALLAH’TIR” DERLER. Sor onlara: “Allah dışında yalvarıp yakardığınız varlıklara hiç baktınız mı? Eğer Allah benim için bir zarar Murad etse, O’ndan gelecek zararı onlar def edebilirler mi? Veya bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetine engel olabilirler mi?” İlan et: “ALLAH BANA YETER! ARTIK O’NUN (KULUNA YETECEĞİNE) GÜVENEN HERKES, SADECE O’NA DAYANSIN! ( Mustafa İslamoğlu meali)
Ayete bakar mısınız lütfen. Yalnız bu ayet bile bizlerin, İslam’ı Kur’an merkezli yaşamadığımızı gösteriyor. Bakın Allah Resulüne ne diyor ve nasıl sorular sormasını istiyor kullarına. Aynı soruları kendimize sorulduğunu farz ederek, ayeti anlamaya çalışalım. Bize birisi sorsa ve dese ki gökleri ve yeri yaratan kimdir dese, hepimiz hiç kuşkusuz ALLAH’TIR DİYE CEVAP VERİRİZ. Peki, bu cevabımızı gönülden ve yaşadığımız inancın gereğimi söyleriz, yoksa söylediğimiz dilimizin söylediği ama kalbimizin çok fazla onaylamadığı bir söz mü, ne dersiniz? Eğer yeri göğü yaratan Rabbimiz olduğuna inanıyorsak, onun gönderdiği ve eşi benzeri olmadığını söylediği Kur’an için, nasıl olurda Kur’an’ı herkes anlayamaz, Kur’an özet bilgi verir, detaylı değildir. Yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, Resulün rivayet hadisleri olmasaydı, Kur’an anlaşılmaz kapalı kalırdı nasıl deriz? Bizler batıl inançlarımızı yaşayabilmek için, bu hataları çok fazla yapıyoruz.
Gelelim ayetin devamına, çünkü sorular devam ediyor, Allah’ın Resulü kanalıyla. Kitap ehli ve günümüzde bizlerin genel çoğunluğu aynı yanlışı yaparak YARDIMI, ŞEFAATİ NE YAZIK Kİ YALNIZ ALLAH’TAN DİLEMİYORUZ. Allah’ın dışında yardım, şefaat dilediğimiz veliler, gavslar edindiğimiz kişilere şöyle düşünüp hiç baktık mı? Allah bizi cezalandırmak isterse, Allah’tan gelecek cezayı, bizden def edebilir yani bizi cezadan kurtarabilir mi bu kişiler? Sormak isterim cemaat ve tarikatların şeyhleri müritlerine neler neler anlatıyorlar, müritlerini mahşer günü koruyup, cennetlik yapacağı konusunda. Bakın Allah bu yanlışları yapanları nasıl uyarıyor. Demek ki Allah’ın Resulünün bile böyle bir yetkisi, gücü yokmuş.
Ayetin sonunda bu hataları yapanlara son uyarını yap ve gerçeği ilan et diyor Resulüne. Bakın ne diyor Allah’ın Resulü.” “ALLAH BANA YETER” Allah’ın Resulüne, Allah’ın yettiğini tebliğ alan bizler, apaçık ayeti tebliğ aldıktan sonra ne diyoruz? “NE YANİ ALLAH RESULÜNÜ, POSTACI DİYEMİ GÖNDERDİ?” Allah Resulünü ne amaçla gönderdiği söylüyor Kur’an’da ve ne diyordu? “RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) Allah ayetinde ne diyor, bizler neler söylüyoruz. Bu hatayı da yapmamızın nedeni, batıl inançlarımızı aklayabilmek, dinin emri gibi gösterebilmek için. Kur’an ile gereken bağı kuramayanlar, bu gerçeklerin elbette farkında olamıyorlar. Allah’ın Resulünün rivayet hadisleri ve fıkıh olmasaydı, ne namazımızı kılabilir ne zekâtımızı verebilirdik diyerek, kendilerine inatla ALLAH’IN YANİ İNDİRDİĞİ KİTABIN, YETMEDİĞİNİ KORKMADAN SÖYLEYEBİLİYORLAR.
Hâlbuki Allah, sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum dememiş miydi? Allah açıklamadığı, detay vermediği bir kitaptan, sizce hesap sorar mı? Bizlerin gözleri perdeli, gönüller ve kulaklar mühürlü olunca, sanırım ne söylediğimizi bilmiyoruz. Allah kendi yetkilerinin bir tanesini bile, Resullerine dahi vermediğini apaçık Kur’an’dan tebliğ aldığımız halde batılı, ataların inancını yaşayabilmek adına, söylediğimiz sözleri lütfen Kur’an ile gözden geçirelim. Lütfen unutmayalım, ALLAH HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. Lütfen Allah’ın Resulünü, dinin eksiklerini tamamlayan konumuna getirmeyelim, Resule iftira atmış oluruz.
Zümer suresi 38. Ayetin son bölümünde, konuya açıklama getiriyor ve ALLAH’IN KULUNA YETECEĞİNE GÜVENEN, İNANAN HER İMAN EDEN, SADECE ALLAH’A GÜVENİP DAYANMALIDIR DİYOR. Peki, bizler bu konuda ne diyoruz. Yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diye başlıyor, Kur’an’ın yanına rivayet hadisleri koyduktan sonra, mezheplerin fikirleriyle harmanlanan, ciltlerce dolusu kitapları da, dinin emri diye yaşıyoruz. BU HATAYI YAPAN BİZLER, YALNIZ ALLAH’A GÜVENİP DAYANIYOR OLABİLİR MİYİZ? Allah ile birlikte edindiğimiz velileri, gavsları da övüyorsak, bizler Allah’ın indirdiği İslam dinini yaşamıyoruz demektir. Eğer Allah’ı sever gibi edindikleri velileri, gavsları da seviyorlar ve onlardan yardım diliyorlarsa, KUR’AN’A GÖRE HAKTAN AYRILMIŞ, KÜFRE SAPMIŞLAR DEMEKTİR.
Gökleri ve yeri yaratanın Allah olduğunu söyleyen bizler, Allah’ın yarattığı bir zerreyi bile yaratamayan Allah’ın kuluna, nasıl olurda Allah’ın yetkilerini veririz ve onlardan şefaat, yardım bekleriz? HATIRLATIRIM BU HATALARI YAPANLAR, ALLAH’IN EMRETTİĞİ HÜKMÜN TAM TERSİNİ YAŞAYANLAR, ALLAH’TAN SÖZDE KORKTUĞUNU SÖYLEYİP, ÖZÜNDE KORKMAYANLARDIR. ALLAH BUNU YAPANLARA İNKÂRCI VE KÂFİR OLDULAR DİYOR. Bu kadar mı akıl tutulması yaşıyoruz? Velisi olmayanın velisi şeytandır diyenleri, Allah Kur’an’da uyarıyor ve benden başka sakın güvenilecek veliler edinmeyin diyor. Allah makalemin konusu olan, aynı konuda Kur’an’da benzeri birçok uyarıda bulunduğu halde, ne yazık ki bu konuda hiç ders almadık. Aynı konuda benzer ayetleri sizlere hatırlatmak istiyorum ki, yaptığımız onca hatadan vaz geçebilelim.
“DE Kİ: “EĞER ALLAH, SİZE BİR KÖTÜLÜK DİLESE VEYA SİZE RAHMET DİLESE, O’NUN BU İSTEĞİNE KİM ENGEL OLABİLİR? ONLAR KENDİLERİNE ALLAH’TAN BAŞKA NE BİR VELİ/DOST NE DE YARDIMCI BULABİLİRLER.” (Ahzab 17)
“ANDOLSUN, ONLARA, “GÖKLERİ VE YERİ YARATAN KİMDİR?” DİYE SORSAN; “ALLAH”TIR DERLER. DE Kİ: “ÖVGÜ, ALLAH’A AİTTİR. AMA ONLARIN ÇOĞU BİLMİYORLAR.” (Lokman 25)
“YA DA O RAHMÂNDAN BAŞKA, SİZE YARDIM EDİP SİZİN İÇİN ASKERLİK YAPACAK BİRİLERİ Mİ VARMIŞ? (BU HAKİKATİ) İNKÂR EDENLER, BAŞKA DEĞİL, SADECE SONU KESTİRİLEMEYEN BİR ALDANIŞ İÇİNDEDİRLER.” (Mülk 20)
“DE Kİ: SİZE GÖKTEN VE YERDEN KİM RIZIK VERİYOR? YA DA İŞİTME VE GÖRME YETENEKLERİNİ HÜKMÜ ALTINDA KİM TUTUYOR? ÖLÜDEN DİRİYİ ÇIKARAN, DİRİDEN DE ÖLÜYÜ ÇIKARAN KİM? HER TÜRLÜ İŞİ KİM YÜRÜTÜYOR? “ALLAH” DİYE CEVAP VERECEKLER. “ÖYLEYSE (O’NA ORTAK KOŞMAKTAN) SAKINMIYOR MUSUNUZ?” DE.” (Yunus 31)
“ANDOLSUN, EĞER ONLARA, “GÖKLERİ VE YERİ KİM YARATTI, GÜNEŞİ VE AYI HİZMETİNİZE KİM VERDİ?” DİYE SORACAK OLSAN MUTLAKA, “ALLAH” DİYECEKLERDİR. O HÂLDE NASIL (HAKTAN) DÖNDÜRÜLÜYORLAR?” (Ankebut 61)
Allah bu soruları bizlere boşuna sormuyor ve Kur’an’da birçok kez boşuna tekrar etmiyor. Ders ve ibret alalım diye soruyor ve aynı konuyu birçok kez tekrar ediyor. AMA BİZLER BU YANLIŞLARI O KADAR ÇOK YAPIYORUZ Kİ, AYETLERİN UYARILARINI DİNLEYEN, AKIL EDEN VE DERS ALAN NE YAZIK Kİ YOK. Çünkü Kur’an ile aramıza bu gerçekleri görmeyelim diye, yüksek bir duvar ördüler, Kur’an’ı bizlere anlayarak ve düşünerek okutmadılar. İmtihan olduğumuz kitabı, SEN ANLAYAMAZSIN DEDİLER. ALLAH YEMİN OLSUN Kİ KUR’AN’I, ANLAYASINIZ DİYE KOLAYLAŞTIRDIK DEDİĞİ HALDE. Bu sözlerin Allah’ın adaletine nasıl büyük bir saygısızlık olduğunu, hala farkında olamadık.
Hesap günü tüm bu sorular karşımıza gelecek. Ama bizler o gün öğreneceğiz ki, yaşadığımız inanç Allah’ın dini değilmiş. İstediğiniz kadar O çetin gün aldatıldık diyelim, kurtuluş yok. Bu duruma düşmek istemeyen, KENDİSİNE BİLE FAYDASI OLMAYAN, İNSANLARIN SÖZLERİNE DEĞİL, ALLAH’IN SÖZLERİNE/AYETLERİNE BU DÜNYADA İMTİHANINI VERİRKEN, ELDE KUR’AN KULAK VERİR. Bunca açık uyarıdan sonra, hala atalarının batıl inançlarında direnenler, mahşer günü geri dönülemeyecek O çetin gün, PİŞMAN OLANLARIN SAFINDA OLACAĞINI UNUTMAMALIDIRLAR.