Allah Kur’an’ı bizlere bir rehber ve yol gösterici olsun diye indirdiğini söyler. Ayrıca son noktayı koyar ve SİZLERİ KUR’AN’DAN YANİ VAHYİMDEN İMTİHAN EDİP, SORUMLU TUTACAĞINI AÇIKÇA BİLDİRİR. Sizce Allah haşa bu sözlerinden vaz geçip, bizleri Kur’an’ın hiç bahsetmediği, detayları verilmemiş bilgilerden, hükümlerden de sorumlu tutar mı? Sanırım cevabınız elbette hayır olacaktır. Cevabımız hayır ise, lütfen bizlere yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, Kur’an detay vermez özet bilgi verir, Allah’ın Resulünün de dinde hüküm koyma yetkisi vardır diyerek, Allah a iftira etmeyelim. ÇÜNKÜ ALLAH KATINDA EN BÜYÜK GÜNAH, ALLAH SÖYLEMEDİ, HÜKÜM VERMEDİĞİ HALDE, BU ALLAH’IN/DİNİN EMRİDİR DEMEK, ALLAH’A İFTİRA ATMAKTIR. Hangimiz Allah’a iftira atmak ister? Hiç birimiz elbette istemeyiz ama iftira atmamak içinde bizler, imanımızı bilinçli yaşamalıyız. Bilinçli olmak içinde Allah’ın birçok ayetinde uyardığı gibi, Kur’an’ı yani Allah’ın mesajlarını dikkatle düşünerek okumalıyız ve hayatımıza geçirmeliyiz. Bu konu ile ilgili, çok önemli bir ayeti sizlere hatırlatmak istiyorum.
Zümer 32: ALLAH’A YALAN UYDURAN VE KENDİSİNE GELEN GERÇEĞİ (KUR’AN’I) YALANLAYANDAN DAHA ZALİM KİM OLABİLİR Kİ! Kâfirler için cehennemde yer mi yok! (Mehmet Okuyan)
Değerli arkadaşlarım, Allah ayetin ilk cümlesinde, ALLAH’A YALAN UYDURAN sözüyle, sizce kimlerden bahsediyor olabilir? Aslında bu uyarının devamında onu da açıklıyor ve diyor ki, kendisine gelen gerçeği yani, vahyi Kur’an’ı yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Bu cümleyi okuyup eğer ayet üzerinde dikkatle Kur’an bütünlüğünde düşünmezsek şöyle söyleriz. Allah Kur’an’a ya da Allah’ın vahyine iman etmeyenlerden bahsediyor, bizi bu ayet ilgilendirmez diyerek üstünüze alınmayabilirsiniz.
Sizce bu ayetin sonunda, bu hatayı yapanlara Allah kafirler diyerek, cehennemde onlar için bolca yer var uyarısıyla, Allah’a ve Kitaplarına hiç inanmayan kafirlerden mi bahsediyor, yoksa…? Evet, O yok sanın doğru cevabını bulamadığımız sürece, aynı yanlışları yapmaya devam ederiz. Ayetin ilk cümlesini eğer doğru anlarsak, devamında kimlerden bahsediyor ayet, onu da doğru anlarız.
Allah’a sizce yalan nasıl uydurulur? Çünkü Allah bu yapanları affetmeyeceği gibi, onlara kâfir oldular diyor. Bunu söylediği gibi, ONLARDAN DAHA ZALİM VAR MIDIR diye de soruyor ve onların yerinin cehennem olduğu uyarısını yapıyor. ALLAH’A YALAN UYDURABİLMEK İÇİN, ÖNCE ALLAH’A İNANMAK GEREKİR. İNANMADIKLARI BİR ŞEY İÇİN YALAN UYDURUP, ONA İSNAT EDİLMEZ. Demek ki bu yanlışı yapanlar Allah’ı bilen, hatta tek ilah olarak kabul eden insanlar. Yani bunlar çok açık anlaşılıyor ki, KİTAP EHLİ. Peki, bu insanlar neler söylüyor da Allah bunlara, BANA YALAN SÖZLERİ İSNAT EDİYORLAR DİYOR. Şöyle düşünün lütfen, bir arkadaşınız sizin isminizi vererek, siz bu sözleri söylemediğiniz halde, bu kişi sizin için şöyle sözler söyledi dese, siz ne dersiniz. Hemen itiraz eder ve bana iftira atıyor, yalan söylüyor ben böyle sözler söylemedim dersiniz ve O kişiyle tüm arkadaşlığınızı kesersiniz. Çünkü O sizin nazarınızda güvenilmez ve yalancı bir insandır. ALLAH DA BANA YALAN SÖZLERİ İSNAT EDEN ZALİMDİR VE ONUN YERİ CEHENNEMDİR DİYOR. LÜTFEN BU HATAYI YAPMAYALIM, ÇOK AMA ÇOK PİŞMAN OLURUZ.
Allah Zümer suresi 32. Ayetin ilk cümlesinde verdiği örnekte olduğu gibi, ALLAH SÖYLEMEDİĞİ HÜKÜM VERMEDİĞİ HALDE ALLAH’IN DİNİNE, ATALARININ RİVAYET İNANÇALRINI İLAVE EDEBİLMEK İÇİN, BUNLARDA ALLAH’IN EMRİDİR İSLAM’IN/DİNİN GEREKLERİ ARASINDADIR DİYEN, ALLAH’A İFTİRA ATIYOR, ALLAH’IN İSMİNİ KULLANARAK YALAN UYDURUYOR DEMEKTİR. İşte Allah bu kullarımı asla affetmeyeceğim diyor. NE YAZIK Kİ AYNI YANLIŞI BİZLER, RESULÜN ÜZERİNDENDEN DE YAPIYORUZ VE BÖYLECE ALLAH’IN RESULÜNE İFTİRA ATTIĞIMIZIN, FARKINDA BİLE OLMUYORUZ. SIRF BATIL HURAFE İNANÇLARI AKLAMAK VE YAŞAYABİLMEK İÇİN.
Ayetin devamında ise konuya açıklık getiriyor ve kendilerine gelen HAK OLAN GERÇEĞİ yalanlayanlardan bahsediyor. Sizce inandığını söyleyen bir insan, Allah katından gelen bir gerçeği nasıl inkâr edebilir? İnkâr sözüyle Allah neyi kast ediyor olabilir, çünkü Allah’ın ikaz ettiği bu insanlar, iman ettiğini söyleyen kitap Ehli. Allah gönderdiği tüm kitaplarında, benden başka veliler edinmeyin ardı sıra gitmeyin, yalnız gönderdiğim vahye sarılın batılın ve rivayetlerin ardına düşmeyin diyordu. Yardım ve şefaat istenecek ilah yalnız benim diyor. İman edenler bu hükümlerin tam tersini yaşayarak, Allah’ın yanında kendilerine Veliler, şeyhler, efendiler edinip onlardan şefaat dileyerek, Allah’ın hükmüne ortak ediyorsa, Allah’ın katından gelen gerçeklerin tam tersini yapıyor, ALLAH KATINDAN GELEN GERÇEĞİ, HAK OLANI yalanlıyor demektir. Yalnız Allah’ın vahyine, yani onun ipine sarılmamız gerektiği emrini verdiği halde Allah, iman edenler yalnız vahiyle/Kur’an ile din yaşanmaz diyorsa, rivayet ve sanı bilgileri de din diye yaşıyor ve bunlarda Allah’ın emridir diyorsa, İŞTE BUNU YAPANLARA ALLAH, KATIMDAN GELEN HAK OLAN GERÇEĞİ BİLDİKLERİ HALDE, VAHYİN TAM TERSİNİ YAŞAYARAK, HAK OLANI GİZLEMİŞ YALANLAMIŞ OLUYORLAR BÖYLECE, KÂFİR OLDULAR DİYOR. Atalarının rivayet ve sanı inançlarını din diye yaşayanlara Allah, bakın nasıl bir uyarıda bulunuyor ve onların acınacak durumları hakkında nasıl bir bilgi veriyor.
Bakara 171: KÂFİR OLANLARIN DURUMU, (ÇOBANIN) BAĞIRIP ÇAĞIRMASINDAN BAŞKA BİR ŞEY DUYMAYANIN DURUMUNA BENZER. ONLAR (GERÇEĞE KARŞI) SAĞIRDIR, DİLSİZDİR, KÖRDÜR ONLAR AKIL DA ETMEZLER. (Mehmet Okuyan)
Ayette kâfir diye bahsedilenler, bildiğiniz gibi aslında Kitap Ehli. Peki, Allah neden onlara kâfir diyor. Bir öncesindeki ayete baktığımızda onu da anlıyoruz. Bakın bunlar ne diyorlarmış Allah’ın Resulü Kur’an’ı tebliğ ederken. “AMA ONLARA “ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUN” DENİLDİĞİNDE, “HAYIR, BİZ YALNIZ ATALARIMIZDAN GÖRDÜĞÜMÜZ İNANÇ VE EYLEMLERE UYARIZ” DİYE CEVAP VERİRLER.” Kitap Ehlinin büyük bir kısmı, Allah’ın vahyini bir kenara bırakmış, atalarının rivayet inançlarını yaşadıkları için, ALLAH’IN SİZE İNDİRDİĞİ VAHYE UYUN dediğinde Allah’ın Resulü, onlar vahiyle yetinmeyip atalarının rivayet inançlarıyla imanlarını yaşadıklarını anlıyoruz. Eğer onlara indirilen vahye uymuş olsalardı. Hz. Muhammed in Kur’an’ı tebliğ ettiğinde, daha önce onlara gelen kitaplarla aynı bilgilerin olduğunu göreceklerdi.
Sanırım sizler, Kitap Ehlinin yaptığı bu yanlışlardan ders almadığımız için, günümüzde de bizlerinde aynı hataları yaparak, eksiksiz tekrar edildiğini hatırladınız bu ayetle. Eğer Kur’an’ın bu uyarılarından ders alamadıysak, aynı yanlışları yapamaya devam ediyor ve YALNIZ ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE TABİ OLMUYORDA RİVAYET VE SANI İNANÇLARIN PEŞİNE TAKILIP İSLAM’I YAŞIYORSAK, GERÇEKLERE KARŞI AKLINI KULLANMAYAN SAĞIR, DİLSİZ VE KÖR OLMUŞUZ DEMEKTİR.
Allah boşuna düşün, aklını kullan ey kullarım demiyor. Eğer Allah’ın düşünmeye, akla yönelik bu uyarılarına rağmen, bir Müslüman AKILLA İSLAM YAŞANMAZ, KUR’AN ANLAŞILMAZ DİYORSA, O ALLAH’A İFTİRA ATIYOR, ALLAH’A YALAN SÖZ NİSPET EDİYOR DEMEKTİR. Allah cümlemizi bu yanlışları yapmaktan korusun ve Furkan’ın nuruyla aydınlanan, Allah’ın halis kulları arasına alsın inşallah bizleri.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/