Dijital dünya hırçın bir şekilde büyüyor, el atmadığı eşya, girmediği karanlık bir köşe, hayatını etkilemediği bir insanoğlu bile kalmadı nerdeyse..
Amazon ormanlarında yaşayan birkaç esmer tenli insan ile, Masai Mara hala silah diye ok kullanan üç beş yerliyi henüz yeterince etkilemese de, onlar da biliyor kulaktan dolma, uzaktan esme..
Global ağ internetin kapasitesi terabyte'larla ölçülme zamanını yıllar önce bırakmıştı. Şimdi exabyte sınırlarını zorluyor. Peki bu kadar veriyle ne oluyor ve daha ne kadar böyle devam edecek demek saçma. Çamurdan yoğrulup kan, oksijen ve su ile hayat bulan, yiyeceklerle hareket kabiliyeti kazanan bedenlerimiz, onu yöneten beyni "dijitalize" ediyor yavaş yavaş değil hızlı hızlı.
59 yıl sonra...
Hepimiz "sanalize" olmuşuz. Sadece düz komutları algılıyoruz. Oysa bir zamanlar şiirlerle içini döken, onları okuyarak ruhu besleyen varlıklardık. Şimdi IQ'muz tavan yapmış, EQ'muz yerlerde geziniyor. Sevmiyoruz artık, hislerimiz körelmemiş, tanımını bile bilmiyoruz. Sevilmiyoruz, hisli varlık kalmamış.
Saklambaç, çelik-çomak, topaç çevirme, misket yuvarlama, yakar top, isim-şehir, hırsız-polis. 2000' lerin ilk çeyreğinde doğanların bile bilmediği kırsal efsaneler bunlar, bu dönemde zaten sanal iletişim tavan yapmıştı, fiziksel olan yerini sanal arkadaşlıklara (Msn Messenger, Gtalk.), sanal düşmanlıklara ve dostluklara (Klansavaşları, Knightonline, Kingsage, Travian.), kendini arkadaşına çay-kahve eşliğinde değil de sanal olarak ve ayarsız bir cesurlukla tüm arkadaşlara ve/veya herkese anlatmaya (Facebook, Twitter, Friendfeed, Sayısız blog.) varmıştı gidişat. Bu devir çocukları bizden iyiydi yine. Hala bir bedene sahiptiler.
Şimdiyse Google İmparatorluğu'nun Youtube eyaletinde video-couffeur olarak yarım günlük işim var. İş çıkışı 'farmville'deki evime gidiyor kapıyı 'poke'luyorum. Açan olmazsa pencereden 'worm'luyorum. Fiziksel bir beden var mı beni taşıyan bilmiyorum.
Gökyüzü maviymiş, yağmur ıslatırmış bi zamanlar, GTA'da görmüş yaşlı amcam, o anlatırdı. Ben tek renkle yaşıyorum. Sahi yaşıyor muyum...?