Sevgili Meslektaşım
Her sene 24 Kasımda öğretmenlik mesleği ve kutsallığı anlatılır. Onlar övülür vaatler verilir. Her sene ki gibi ne mesleğin kutsallığını, öğretmenlerimizin ne kadar kutsal bir işi yaptıklarını söyleyeceğim, ne de vaatte bulunacağım(haddime değil. Ama aydınlık yarınlar elbet bizimdir, bizim olacak).
Sadece yarınlarımızı anlatacağım. Çocuklarımızı anlatacağım. Sevdalı yüreklerin sevdasını anlatacağım.
Yarınlarımız, Ümitlerimiz, hayallerimiz çocuklarımız...Bir amaçtır, bir idealdir. Her şeyden önce geleceğimizdir. Bizim yaşayamadıklarımızı yaşayacak, öğrenemediklerimizi öğrenecek, koruyamadıklarımızı koruyacak, güzel yarınların mimarı olacaktır.
Ayrıcalığı var çocukların. Canlılar dünyasının harikasıdır gül kokulu çocuklar. Bir coşku selidir. Dayanma, direnme, yaşama azmidir. Acı yakışmaz onlara. Onların "Ah" demesi, bizim yüreğimizden parça koparır. Onların gözleri sulanınca, bizim dünyamız kararır. Akrebi, yelkovanı durur içimizdeki saatlerin. Bu çocuklar, sevincimizdir.. Öznesidir geçmişin, geleceğin.
Sevgili Öğretmenim.
Ressama zamanı durdurma sırrını veren sensin... Öğrettiğin her harften dolayı sana köle olanlar çıktığı gibi ecelin öğrencinin elinden olan da sensin... "Âlimlerin atının ayağından sıçrayan çamur cübbemiz için süstür." diyen Yavuz Sultan Selim senin öğrencindir... Sen, insanı kendisine tanıtan, iyiliği, güzelliği öğreten, sevgi ve saygıyı aşılayan, ilim ve fenni kafalara işleyen isimsiz nakkaşsın... Sen, karanlığı aydınlatan ışık, geceyi gündüze çeviren güneşsin... Çaresizliğe çare, gönül yarasına merhemsin.
Türk milletindeki birlik ve beraberlik senin ruhundan fışkırdı. Bu cemiyet gerçek manada seninle millet oldu, devlet kurdu, Türk ismini dünyaya duyurdu...Yüzyıllar ötesine, sana sesleniyorum öğretmenim: Mimar Sinan'ın kubbelerinde çınlayan ses senindir. Malazgirt'teki kılıç şakırtılarında senin besten okunur. Bizans surlarına Türk bayrağını dikmek için tırmanan Ulubatlı Hasan senin öğrencindir... Çanakkaledeki isimsiz kahramanlar senin eserindir. Kurtuluş savaşında Dört bir yandan saldırmış düşmana haddini bildirip "Geldikleri gibi gönderen" Mustafa Kemal senin öğrencindir.
Biz millet sevdalıları, memleket sevdalıları, insan sevdalıları. Milletimize, memleketimize, insana hizmet etmeye, onu yüceltmeye gönül verdik, baş koyduk.
Eyy bu topraklar için can vermiş, şehadet şerbetini içmiş ecdadım. Rahat uyuyun. Emanetiniz, emanetimizdir. İşte torunlarınız buradalar.
Sevgili Öğretmenim,
bu günün senin günün olduğunu söylüyor;
haberler, gazeteler, takvimler...
Senin için saygı duruşunda bu gün
bütün sevgi dolu minik yürekler
tüm içtenlikleriyle SENİ KUCAKLIYORLAR
tıpkı senin ONLARI KUCAKLADIĞIN gibi
Seni SEVİYORLAR
onları SEVDİĞİN gibi
Sana GÜVEN duyuyorlar
onlara GÜVENDİĞİN gibi.
İyi ki varsın ÖĞRETMENİM
Sana Dünyalık bir şey veremem .
Sana en değerli YÜREĞİMİ veriyorum
Huzurunda saygı ile eğiliyor
ELLERİNDEN ÖPÜYORUM ÖĞRETMENİM.