Değerli arkadaşlar; Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları eserlerle ve insanlığa yapmış oldukları hizmetlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler. Bu sene 72.' inci ölüm yıl dönümünü, yaşamını milletine adayan, bir imparatorluğun küllerinden yeni ve güçlü bir devlet yaratan eşsiz lider,Türk İstiklal mücadelesinin Ulu önderi, Cumhuriyet'imizin kurucusu, olan Mustafa Kemal Atatürk hiç kuşku yokturki ender insanların en büyüğüdür. Bizler 10 Kasım'ları sadece bir ölüm yıldönümü olarak değil, aynı zamanda Atatürk' ün yaptıklarını anlamak ve değerlendirmek için onu iyi tanımak, düşüncelerini çok iyi bilmek için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Atatürk, hem milli mücadele, hem de Cumhuriyet'i inşa sürecinde sonsuza dek sürecek ilke ve devrimleri ile daima ileriye bakmış, ileriye yürümüştür. Bugün, Büyük Atatürk'ün yolundan giden bizlere düşen görev; yüzümüzü geleceğe dönmek,ufkunuzu geniş, hedeflerinizi büyük tutmak, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet bıraktığı demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyet'imizi bütün değerleri ile yaşatmaktır. Geleceğimiz için, yani Türkiye Cumhuriyet' i Devletinin devamı için bizler Atatürk' ün mücadele heyecanını yaşamalı, fikirlerini çok daha iyi anlamalı ve yaşatmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Atatürk ilke ve devrimlerini ilelebet yaşamak ve yaşatmak gayreti içinde olacağımıza olan inacımızı daima en üstte tutmalıyız. Bunun içindir ki, 10 Kasım'ları aydınlık geleceğimize yönelik atılımlarımızın esin kaynağı haline getirmek, bu inancı ve ruhu yetişrmekte olduğumuz gençliğe aşılamak esas görevimiz olmalıdır.
Atatürk'e saygının gereğinin bu olduğuna, O'nun manevi huzuruna ancak bu şekilde başımız dik alnımız açık olarak çıkabileceğimiz inancında olmalıyız.
Atatürk' ün en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne her yönü ile sahip çıkacağıma ben söz veriyorum.
Ve onu 72'. Ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Ben diyorumki;İçinde bulunduğumuz bu dönemde Atatürk' e ve onun milliyetçi ve ulusalcı ruhuna geride bıraktığımız 72 yıldan çok daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü; Hepimiz biliyoruz. Neyi? 1920'de İstanbul Hükümeti'nin imzaladığı, Sevres Antlaşması'nın sınırlarımızı belirleyen maddelerini. Yani satılmışlığı.. Yani yok oluşu. Türk tarihinin en kara lekelerinden belkide en karası olan Sevr Antlaşmasının bazı maddelerini son yıllarda ziyadesi ile yaşıyoruz. İşte ATATÜRK Sevr'i yani sömürgeyi yenmiştir. ATATÜRK emperyalizmi yenmiştir.