12 Eylül 2010 da evet yada hayır diyeceyimiz 1982 Anayasasının sözde değiştirilecek maddeleri aslında iyi incelendiğinde bunun ülkemiz ve toplumumuz yararına bir değişiklik değil teslimiyet Anayasasına EVET dedğimizde ülkenin nasıl elden gittiğini açıklayan bazı ekler vardır. zaman buldukça size bundan bahsedeceğim. Şu ana kadar hep yargı ile olan konulardan bahsettim karşı çıktınız... Bu ve sonraki paylaşımlarımda yargı bağımsızlığı sayesinde hangi değerlerimizin elimizden alınıp küresel sermayenin eline geçmesine engel olduğumuza örnek bulacaksınız..
İyi etüd edildiğinde aslında her maddede halktan gizlenen. Küresel sermaye yarraına fakat Türkiyenin idamına yönelik bir çok kelime oyunu vardır..
Tekrar ediyorum
Bir kaç yem madde ile asıl yapılmak istenenler açıktır.......
1982 Anayasası ile bu kandırmaca Anayasa iyi etüd edip karşılaştırıldığında siyasi iktidarın amacının 12 Eylul Anayasasi ile hesaplasmak degil, 12 Eylul Anayasasi'ni kendi işlerine yarar hale getirmek olduğu açıkça görülecektir.
İşte size bir tuzak madde içeriği.............
Evet dediğinizde
Anayasa değişikliğinde 125. maddeye eklenen '''yerindelik denetimi''', demokrasi paketinin esas motivasyonunu ve ruhunu teşkil ediyor. Böylelikle en özgür demokrasilere bile dudak uçuklatan, gözü kara özelleştirmelere, anayasal dayanak ve teminat sağlanıyor. Yani Taş, toprak, su havzası, dere, dağ, kıyı, ulaşım, eğitim, sağlık, kent, katma değeri yüksek kamu varlıkları, kamusal hizmetler, sosyal haklar, kısacası tüm doğa, insan ve toplumsal yaşamın bütün süreçleri, yargının 'yerindelik denetiminden muaf' tutularak piyasalaşacak.
125. maddenin 4. fıkrası 'Yargı yetkisi, idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı olup hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz' olarak düzenlendi.
Yani idari yargı, gelen davalarda kamu yararı, sosyal adalet ve eşitlik, sosyal devletin görevleri, çevre, doğal kaynaklar ve kamusal mülkiyetin korunması gibi ilkelerde uygunluk aramayacak, itirazları usul yönünden inceleyecek, içeriğine yeni anayasa gereği olarak karışamayacak. İdari yargının özellikle özelleştirme ihalelerinde yaptığı 'yerindelik denetimi' anayasaya aykırı olacağından özelleştirmeler için yargı ve kamu denetimi kalkacak.
Bugüne kadar özelleştirmelerin yüzde 78.8'ini gerçekleştiren hükümet zamanında, özelleştirmeler için açılan idari dava sayısı, 6 kat artmıştı. Yargının 'yerindelik denetimi yapılamaz' hükmü, hukukun üstünlüğü diye kutlandı!
'Kamu yararının' ne olduğunu hükümetin belirleyeceğini söyleyen zatlar, son sekiz yılda 57 kuruluş ve 51 işletmeyi 31 milyar dolara özelleştirmiş hükümetin, katma değeri ve karlılığı yüksek kuruluşları birkaç yıllık karları bedeli satışını da alkışlamışlardı.
Örnekmi? Türk Telekom...
Yargı bağımsızlığı sayesinde, limanlar, karayolları, doğal kaynaklar elimizde kalan tek varlıklardı... Fakat bu 125. madde de yer alan 'yerindelik denetimiyle' küresel sermayeye karşı elimiz kolumuz bağlanacaktır.. Kamu yararı' muğlaklaşırken 'sermaye yararının' berraklaşıp anayasanın koruyucu kanatları altına alınması ne kadar vahim. Şimdi bu madde ile sıra ülkemizin Irmaklarına, akarsularına, güzel arazilerine gelecek. Elimizden zorla sökülüp alınmış özelleştirilme yalanı adı altında yabancılara satılacak olan verimli arazilerimiz artık bizim canımız, bizim varlığımız olmaktan çıkacaktır.
Değerli arkadaşlar;
Ne çabuk unuttunuz. Çok değil kısa bir süre önce Suriye sınırını ve altında bulunan dünyanın en zengin petrol yatakları bulunan arazileri 50 yıllığına İsrail' e hibe edecek olan bu hükümet değilmiydi? ne kavgalar oldu tabiri caizse kıyamet koptu. Hükümet ve sayın Erdoğan küplere bindi. Neden karşı çıkılıyor diye. Bizler o zaman muhalefete alkış tuttukta bu gün ne olduda bu muhalefeti yerden yere buruyoruz....diye sormak istiyorum...
O zaman hükümetin karşısına halk adına sizden önce karşı çıkan bu gün kin kustuğunuz Muhalefet yani CHP ve MHP değilmiydi? Bu Muhalefet Bu gün hükümete bağlamayı amaç edindiğiniz ve beğenmediğiniz Anayasa ve yargıya gitmemiş olsa ve yargı da bağımsız olmasa hükümetin bu kirli tezgahını ve satışını engelleyebilirmiydi?
Engelleyemezdi......Çünkü yargının siaysi iktidarın tekeline alınmak istemesinin bir sebebi de yukarıda bahsettiğim konulardandır. Tabi bu gün sayısı binlerin üzerinde olan fakat dokunulmazlık zırhı olduğu için bekleyen vekillerin suç dosyası var. Unutmayın sadece Başbakanın bekleyen dosyası 74...
Yarın 12 Eylül referandumundan evet çıkması durumunda sizler evet diyerek bu satışları yapabilirsiniz diyerek hükümete bu yetkiyi verecekmisiniz?
Vereceksiniz...
Kamu yararını ve yasal güvencelerini kaybetmiş kenara yığılmış kalabalıklar olarak da kapitalizmin etkiisnde olan Emparyalist sermayeye hizmet ederek Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş iken hükümetle birlikte evetçiler olarak bizlerde bu işgale destek olmuş olmayackmıyız?
Hatta,,
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet içinde bulunmuş olmayacaklarmı.? Bu iktidarın kirli oyununa gelip evet diyen halkta gaflet ve delalet içinde bulunmuş sayılmayacakmı..????? diye sormak isterim...
Arkadaşlar,
''Adaletsizliği önleyecek gücümüz olmayabilir, ama adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır."
Değerli kardeşim Tunahan, Yazılarda zaten bir kaç ufak olumlu değişiklik olduğunu anlattım. Fakat bunların yem madde olduğunu söylemek evet bir hataydı.. Ben şunda ısrar ediyorum.Olumlu yönde getirilen değişiklik çok az. zaten %80 i aynı madde ve aynı ifadeler. Böyle bir durumda sormak istiyorum. Bunu 12 Eylül 1980 darbe anayassaının değişimi diyecek kadar büyük sükse yapmanın 12 Eylülü kendi leyhlerine kullanmanın. Kısaca halkı kandırmanın ne anlamı var. Türk halkını her şeye evet diyen bir toplum hale getirmeye ne hajkları var. Çıkıp Tv.lere Tek tek bakınız Darbe anayasası bu idi biz şu ifadeleri ekledik eklediğimiz bu ifadelerde bu anlam ifade ediyor demek bu kadar zormu...? Elbetteki hayır. Fakat bunların amacı başka ne olur uyanalım artık Hak ve özgürlükler genişletiliyor. da Bu senşn benim işime yarayacakmı? Hayır... Bu tamamı ile Kürt ideolojisini ve ayrımcılık peşinde koşanların Amerikan mandası oyuncağı olma hevesi içinde olan Kürdüm ben ayrı devletim diyenlerin işine yarayacak Bizden yani Türk halkından teslim olmamızı bekliyor Emperyal devletler. Zaten bunu Sevr ruhu taşıyan dış devletler Lozana zorlanınca bu gün masada kaybettiğimizi geri alacağız dedilermi ? dediler, İşte Bu gün bu iktidarda şahsi menfaatlerini üstte tutup ülke çıkarlarını yok sayıyorlar.. Israrla diyorumki, Muhalefet vekillerin dokunulmazlık zırhı kalksın ve bu da Anayasaya girsin dedimi? Dedi... O zaman bu madde de neden bu tasarıya girmedi.. Yargını hükümetin tekelinde olmasının kime faydası var??? Düşünmek lazım..
tarih tekerrürden ibarettir derler ya eyüp kardes,eger tarihten ders alinsaydi tekerrür edermiydi dersin? cok uzun zaman degil daha yakin tarihte,henüz israil diye bir devlet yokken ve o topraklarda hala bizimken yahudiler bizden parayla almaya kalktiklarini ve bizim kanla alinan kanla satilir cevabiyla o hayallarinin ertelemek zorunda kaldiklarini,daha sonrada o topraklari bugünki filistinlerin babalarindan satin aldiklarini,sanirim ozaman satisa karsi cikanlarda olmustur ama ("münafiklik yapma,topragi sirtlarina alip gidecek degiller ya" diye susturulmuslardir)sonrada israil devletini kurduklarini.... ve bugün,mayin temizleme adi altinda bugünki israilin sahip oldugu tarim arazisinden fazlasini 50 yilligina kiralama girisimlerini o degistirilmek istenen yasa yüzünden verilemedigini ve o yasa kabul edildiginde satisa hic bir engelin kalmayacagini(nolacak canim,israilliler o topraklari sirtlarina alip gidecek degiller ya dimi?)bilmekte gerekir. gerci kimin umrundaki?köyümüzde yada ülkemizin her hangi bir yerinde,aile fertleri cok dara düsüp mecbur kalmadikca bir karis topragini satmak istemez,satmamak icin her yolu dener ama hepimizin olan devletin arazisini satilmasina hic sesini cikartmiyorsa bu davranisin birisi yanlis,var orasina sen karar ver,satmakmi satmamakmi?
Değerli arkadaşım, 125. Maddeye ilave edilen iki kelime ile ilgili okuduğum bir yazıdan alıntılar yaptım. Burada esas olan değişiklik maddelerinin ne anlam ifade ettiğidir. Bu iki kelime ile Türkiye' nin neler kaybedeceğini an iyi ifade eden olduğu için tercih etmişimdir. Şayet yazılarımı iyi okur ve incelerseniz yorumlarımının olumlu ve gerçekçi olduğunu göreceksiniz. Çok iyi bilindiği üzere kaynaksız, okumadan, destek almadan hiçbir yazar yokturki kitap yazsın veya köşe oluştursun. Diğer bir konu ise yazımda yada yazılarımda ağır(küfür) bulduğunuz yazı ve yorum nedir.? Benim şu ana kadar yazdığım yazılarda bulunduğum müsbet yada menfii yorumlarda sözümün meclisten dışarı olduğunu kasaba halkının bildiği gibi sizinde bilmesi gerekirdi düşüncesindeyim... sizin forum-açık oturumda bulunan yorumlarınızın bir bölümünde geçen ifadeler ve kurduğunuz cümlelerde çok ağır ifadelerin olduğu fikri bende hasıl olmasına rağmen bunu meclisten dışarı olarak değerlendirmiştim. anlamakta zorluk çektiğim 1-bu ve diğer yazılarda şahsınıza ağır gelen nedir? 2-sizin forum bölümünde bir yazıya koyduğunuz yorumda a-herhangi bir şahsın fikrini bozuk ve çürük olduğu sonucuna nasıl varabiliyosunuz.? b-ifade ettiğiniz üzre kim kime çamur atmıştır? c-aciz,zayıf ve bencil olanlar kimlerdir? d-karşı tarafa fikri bozuk,çürük,elinden geleni ardına koymayan çamur atmak,aciz zayıf ve bencil adletmek hoş ifadelermidir? BU site kurulduğu günden beri kasaba ile bağlarım zayıf olmasına rağmen her zaman siteye ve size zaman ayrırdm Kasaba halkı ile yazı yorum ve hberleri paylaştım. Bunların yaparken belirttiğiniz gibi bencil, zayıf, çamur atan, elinden geleni ardına koymayan olumsuzluklar içinde bir insan olmadım... Yapılanlar anlatılmaz derler ama kısaca ben Kasabaya kamera sistemi için İstanbuldan Bursaya gecenin bir vakti Yaşarla birlikte arabamla geldim.Yaşarla birlikte kapı kapı kahve kahve gezip insanlarla konuştuk gecenin geç vakti istanbula döndük gidiş ve gelişlerde yakıt ve diğer ihtiyaçları kendim karşıladım.Uykusuzca kalktım işe gittim Beklenti içinde bulunmadım. Şimdi kasaba halkından olmayan kameradan insanını toprağını görme şansıda olmayan bir insanın kasabanız için çabalaması normalse ki bence normal diyorum. Bu düşünce içinde olanın kasaba için ağır ifadeler kullanması beklenemez sizin ifadenizle ağır ve küfürlü konuşması beklenemz.... Ve Israrla diyorumki şu yada bu yolla herhangi bir siyasi parti ile bağım yoktur. sempati de duymam İstediğim Türkiye gerçeğini gözler önüne sermek...
Ricam eleştirirken yada itham ederken daha hassas ve dikkatli olmanızdır. Bu kadar hırs ve öfke içinde olmanız sağlıklı düşünmenizi engelleyecektir. Saygılarımla
kardeşim eyibo ne kadarda her hangi bir siyasi görüşe mensup değilim desende siyasi bir görüşe bağlı olduğunu ele veriyorsun eğer öyle olmasaydı neden hayır demlileri sıralarken neden evet demeliyizleride anlatırdın eğer araştırmacı isen 12 eylül ün olşumunda siyasilerin suçunuda darbecilerin suçunuda araştırıp ikisinide öğrenmiş olurduk slm
Akşam yazarı Nihal Kemaloğlu'nun yazısını bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz. Odatv de haber yapmış.
Soru sormadan cevap verme kabiliyeti her insanda bu kadar gelişmez.
Varsa fikrin paylaşırsın. Ergenekoncu, muhalefet yanlısı, iktidar yanlısı varsa hak yanlısı medyanın fikirlerini paylaştığında kaynak göstersen güzel olur. Sonra telif hakkı falan istemesinler.
Mesul olacağın fikirlerin altına imza atma. 27 Nisan'a imza atanlar şimdi karşı çıkıyor. Bakalım mahşerde ne söylerler?