Değerli Kuyucak' lılar uzunca bir süredir işlerimin yoğunluğu nedeni ile sizlerden uzak kaldım. Sizlerle bu gün bir araya gelme fırsatı bulabildim. Malumunuz üzere onbir ayın sultanı Ramazan' ı Şerife başlamak üzereyiz. Bu güzel ve her aydan daha değerli olan Ramazan ayını layıki veçhile geçirmenizi ve yaradan Allah' a daha yakın olmanızı dilerim....
Altta Dünya hayatının ne kadar kısa, mal, mülk, para ve saltanatın ölüme engel olmadığını anlatan ve bizlerinde ölüme ne kadar yakın olduğumuzu ölüm ve sonrası için ne kadar hazırlıklı oldğumuzu hatırlatan. hikaye var..
Değerli dostlar ölümü ne kadar ciddiye alıyoruz???
Bu gün her şeyimiz var. Yalnız değiliz. Çevremizde ailemiz, komşularımız ve dostlarımız daima var. Hiç düşündünüzmü? Ölümden sonra bizim yanımızda kimler olacak? Ebedi alemde yanımızda olacak olan bize faydası olacak olan İmanımız ve layıki veçhile yerine getirmeye çalıştığımız ibadetimizdir.
Vaktiyle gururlu ve kibirli bir sultan, avanesini alıp ihtişamla giderken önüne biri çıkar. Eski elbiseli olan bu nur yüzlü ihtiyar, hükümdara yaklaşıp selâm verir. Hükümdâr, gurur ve kibrinden ihtiyârın selâmını almaz. Ancak o seslenir ki: - Ey sultân! Seninle bir işim var! Sultân sinirlenip; - Sen de kimsin be adan. Senin, benim gibi sultanla ne işin olur? İhtiyâr; - Gizlidir, az eğil de söyliyeyim, der. Hükümdar eğilince; - Ben, ölüm meleği Azrâil'im! diye fısıldar kulağına. Sultân bunu duyunca, eli ayağı soğur. Dizinin bağı çözülür ve kekeleyerek; - Ne olur, biraz mühlet ver de gidip ailemle görüşeyim, der. Melek-ül mevt; - Hayır, mühlet veremem! der.
Ve oracıkta rûhunu kabzeder. Oradan ayrılır ve aynı kıyafetle sâlih bir mü'minin yanına varır: - Selâmün aleyküm ey müslüman! - Aleyküm selâm ve rahmetullah! - Seninle bir işim var benim. - Hay hay! Başım gözüm üstüne! Emret, getireyim yerine. - Ben, ölüm meleği Azrâil'im! Geldim ki rûhunu kabzedeyim. Müslüman çok sevinip; - Hoş geldiniz, safâlar getirdiniz. Ben de sizi bekliyordum. Ne iyi oldu geldiniz. Lütfen biraz çabuk olun da, bir an önce beni Rabbime kavuşturun! diye rica eder. Melek sorar: - Peki, rûhunu nasıl almamı istersin? - Ben namaza durayım. Secdeye inince sen rûhumu kabzeyle. Azrâil aleyhisselâm; - Pekâlâ ey müslüman! der. Ve secdede rûhunu kabzeder. Ne saadet ama!...