Cehenneme girmek kolay, Cennet'e girmek zordur. Kötü olmak kolay, iyi olmak zordur. Zihinde olmak kolay, Gönül'e varmak zordur. Ağacı kesmek kolay, yetiştirmek zordur. Başkasının parasını çalıp zengin olmak kolay, bütün gün alın teri döküp çalışmak zordur. Yalan söyleyip meşhur olmak kolay, Doğru söyleyip sevilmek zordur. Az parayı kendine harcamak kolay, ama herkesle paylaşmak zordur. Yağcılık ile yükselmek kolay, çalışarak yükselmek zordur. Çoğu zaman, bir çok şeyi işimize geldiği gibi yorumlarız. İnançlarımız değil tutkuluarımızın ve kısa dünya hevesleri için koşarız. Kendi hayatımızı içinden çıkılmaz duruma sokarızda farkına varnayız. Belkide farkıyandıyız ama hırsımız engeldir doğrulara. Yaşadığımız dünyada kolay yoktur. Aslında zor olanda yoktur. Sadece olması gereken vardır. Alışkanlıklarımız, çıkarlarımız, inançlarımız, inançsızlıklarımız, mazeretlerimiz, birikimlerimiz, deneyimlerimiz. Bunlardan hangisi biziz diye düşünmeyiz. Biraz düşünsek Hiç biri diyeceğinizden eminim. Çünkü; Asıl emanetin Yaradandan geldiğini ona yaradana güvenmenin yeteceğini unuttuk, belkide unutturulduk.
Kolaycılığa kaçıyor, tembellik ediyor, zaman zaman yalan söylüyor, yalakalık yapıyor buna uyum içinde yaşamak, iyi yaşamak, olduğunu düşünüyoruz fakat kendimizi kandırıyoruz.
Sahi dostlar Kimi kandırmaya çalışıyoruz? Ne acı ki sadece becerebildiğimiz kadarıyla kendimizi kandırıyoruz. Evet dostlar yanlış duymadınız. Kendimizi......
Bir cehennemde yaşıyor ve cenneti biliyor diliyoruz. Fakat sadece diliyoruz. İcratımız yok kendimiz için. Alışkanlıklarımızdan kaçmak hak olana yönelmek çok kolay iken biz hayatı zorlaştırıyoruz. Gözlerimizi kapatıp kabuğumuza çekilmek kolay, fakat yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu kabul etmek maalesef zor geliyor bize....
Yaradana inanıyorum demek kolay, ibadet etmek, olan olmayan her şeyi bağrına basıp şükretmek zor, yanlışa izin vermek sorumluluktan muaf olduğunu düşünmek kolay, her şeyin bir bütün olduğunu görüp, hak için savaşmak zor. Yaradanın en büyük hediyesi ruhuna, kalbine inanmak kulak vermek içini dinlemek, güvenmek zor, başka her şeyi dinlemek inanmak kolay.
Kolayı yapmak varken zor olana kaçma hevesimiz neden?
Bir hikaye ....
Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış, elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Görenler :
Aman Hocam, bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin; diye bağırmağa başlamışlar. Hoca kesmeye devam ederek seslenmiş: Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de , ben size yıllardır ahiretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum, neden hâlâ akıl edemiyorsunuz!!!... Demiştir.
Yaşamın ne kadar zor ne kadar berbat olduğundan bahsediyoruz da bunun sebeplerini araştırmayı bir türlü düşünemiyoruz. Biliyoruz ki deştikçe yalanlarımız ortaya çıkacak deştikçe eskileri söküp atmak gerekecek, deştikçe her şey değişecek, deştikçe kendimizle yüzyüze geleceğiz, deştikçe çalışmak gerekecek. Deştikçe Gönül açığa çıkacak.
Unutmayınızki;
Yaşayışlarımız ile Cehennemden başka bir şeyi bilmeyenlerimiz için ise cenneti inşa etmek zordur......