Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana Yine, bir şey yapabildim diyemem hatırana
Beyitiyle başlamak ve aziz şehitlerimiz için yapacağımız hiç bir şeyin onların bizler için yaptıklarının karşılığı olamayacağını ikrar etmek isterim.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, Avustralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Sarılmış Cankaley'e. Cankaley'i almak, hasta adamı yıkmak, tarihe sığmayan bir milleti esaret altına almak, bir daha ayağa kalkamayacak hale getirmek için sarılmışlar Cankaley'e. Ama unutulan bir şey var:
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Bu milletin eğilmeyen başı, bükülmeyen bileği var. Bu milletin, hiç bir millete nasip olmamış ve asla olamayacak şerefli bir tarihi, destanlarla bezenmiş geçmişi ve sarsılmaz bir imanı var. Bu milletin zor anlarında parlayan Mete Hanları, Kürşatları, Fatihleri, Yavuzları... Atatürk gibi yıldızları var.
Bu milletin elinden hiç bir şey gelemeyeceği anda bile ümidini kaybetmediği, ümidini kaybettirmeyen, sevdalısı olduğu, bir sözü için imparatorlukları tarihe gömdüğü, ona olan aşkını cihana duyurma heyecanını hep hissettiği ve başı sıkıştığında bir tümseğe çıkıp da
" Yetiş ya Muhammed !!! Yetiş ya Muhammed kitabın gidiyor." diyebilecek kadar samimi bir dostu, bir ahbabı var.
Bu milletin "Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm kesin. Birinci siperdekilerin hepsi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerlerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılıkla biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur' an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar" sarsılmaz imanını, gösteren Mehmetçikleri var. Savaş meydanında destanlar yazan, kahramanlığıyla düşmanlarına korku veren, savaş meydanında yaralı düşman askerine su verecek kadar merhamet sahibi Mehmetçikleri var.
Cankale geçilmemiş iki yüz elli binden fazla vatan aşığı, toprağının sevdalısı, geleceği için evlatları için torunları için hiç tereddüt göstermeden canını vermiş gençleri vardı.
Cankale geçilmeyecek ve asla geçilemez çünkü atasına söz vermiş, milletini Muassır medeniyetler seviyesine çıkarmak için canını dişine takmış, geçmişine saygılı geleceğine ümitle bakan sizin gibi gençleri var. Ne mutlu Türküm diyene.
Sayın Yazar Yunus Bey, Yazınızı Üzeyir Beyle birlikte okuduk.Yüreklerimiz titredi.Çok duygulandık.Yazılarınızın devamını bekliyoruz.Dilinize sağlık.Selamlar...